Efes Pilsen 60 - 77 Real Madrid (Rakocevic Yoksa Efes de Yok)

Maçı yerinde seyreden Hürol Yöney, farklı yorumu ile maçı analiz etti, buyrun efendim:

Rakocevic'in belindeki sakatlığından dolayı durumunun maç saatinde belli olacağı bugün öğlen saatlerinde düşmüştü sitelere. Zaman zaman oyununu takımdan ayrı tutarak kişiselleştirse de rakip savunmalar için 1 numaralı hedef hala o. Hâl böyle olunca oynaması durumunda bile Efes'in savunmada her zamankinden bir vites yukarda gitmesi gerekiyordu. Ama olmadı. Öncelikle Perasovic yanlış bir beşle başladı, Messina ise "Garbajosa - Suarez" değişikliğinin meyvelerini toplarcasına hem uzun hem de çabuk bir beşle ilk dakikalardan oyuna hükmetti. Wisniewski tercihi, Nachbar'ın geri plana itilmesi, ki özellikle bu hamle rakibin ribaunt üstünlüğünü daha da ezici kıldı. Real Madrid oyuncuları, Efes Pilsen'e tempo kazandırmama adına kesinlikle her hücum ribaundunu kovalama felsefesi üzerine maça başladı ve maçı öyle de bitirdi. Alamadıkları ribaundlarda bile 2, hatta zaman 3 kişiyle ilk pasa baskı yaparak Efes Pilsen'e çok az hızlı hücum imkanı verdiler.

Maç sonu Efes Pilsen hanesinde 28 ribaund yazarken Real Madrid hanesinde de 14'ü hücum olmak üzere 40 ribaund buluyordu. Bu istatistik maç için öylesine kritik bir hal aldı ki, Efes Pilsen bu yüzden maç içinde savunmada iyi olduğu dönemlerin meyvesini toplayamadı.

Tabi Rakocevic'in yokluğunda İspanyollar'ın savunması daha rahat kaldı. Özellikle Kerem x Kerem kaynaklı ikili oyunları kullanamadık. Ayrıca Perasovic'in rotasyon tercihlerinin Kerem Tunçeri'yi de formdan düşürdüğünü söyleyebilirim. Rakip Kerem'e özellikle iyi çalışmış. Her zamanki bulmaya çalıştığı şutları doğru yer tutup el kaldırarak engellemesini bildiler. Dolayısıyla en skorer oyuncusu eksik olan Efes Pilsen'in 1 numaralı gardı randıman veremeyince maç sonunda Efes adına asist hanesinde sadece 6 rakamı yazıyordu. Hücumdaki bu tıkanıklığın yansıması olarak 3 çeyrek sonunda temsilcimizin sadece 37 sayısı vardı.

Aslında Efes Pilsen çok ince bir ip üzerinde yürüyor diyebiliriz. 2-3 değişiklikle bambaşka yerlere gelebilecek yapıları varken yanlış hamlelerle bir anda tek kişiye bağlı olabilen bir takım haline geldiler. Messina bir anda Mirza Begic kartını oynayıp oyuncudan 6 dakikada 5 sayı gibi önemli bir verim alırken, Efes cephesinde ise Avrupa basketboluna tamamen yabancı bir Murray tercihinin zararlarını özellikle savunmada gördük. Zira 2. yarının başında Llull 'un maçı tamamen Real Madrid'e getiren üçlüğünde Murray'in çok büyük hatası vardı.

Barış Ermiş ve Engin Atsür gibi isimleri bünyesiden çıkaran Efes şu anda bu iki ismi de değerlendirmeyerek yaptığı hatanın bedelini ödüyor bana göre.

EFES PİLSEN (60): Andrew Wisniewski 3, Lawrence Roberts 2 (7 ribaund – 2 asist), Kerem Tunçeri 14 (2 ribaund – 1 asist), Bootsy Thornton 10 (7 ribaund), Kerem Gönlüm 8 (1 ribaund), Ender Arslan 3, Miroslav Raduljica 3, Nikola Vujcic 7 (6 ribaund), Bostjan Nachbar 6 (2 ribaund), Flip Murray 2 (1 ribaund – 2 asist), Sinan Güler 2 (1 asist)

REAL MADRID (77): Ante Tomic 14 (6 ribaund), Pablo Prigioni 6 (4 ribaund – 4 asist), Carlos Suarez 5 (6 ribaund), Felipe Reyes 10 (2 ribaund – 1 asist), Nikola Mirotic 2 (4 ribaund), Sergio Rodriguez 8 (4 ribaund – 2 asist), Novica Velickovic 1 (1 ribaund), Mirza Begic 5, Sergi Vidal 3, D’or Fischer 2 (7 ribaund), Sergio Llull 17 (2 ribaund – 5 asist), Clay Tucker 4 (1 ribaund – 2 asist)

1. PERİYOT: 12-13
2. PERİYOT: 12-22
3. PERİYOT: 13-21
4. PERİYOT: 23-21