EuroBasket 2011 B Grubu Üçüncü Gün İzlenimleri

Sırbistan: 89 - İsrail: 80

B Grubu'nda üçüncü günün ilk maçında, sadece grubun değil turnuvanın da favorilerinden olan ve ilk iki maçını kazanan Sırbistan ile gruptaki ilk iki maçından mağlup ayrılan İsrail karşı karşıya geldi. Casspi'nin yokluğunda turnuvada pek şans verilmeyen İsrail karşısında farklı bir Sırbistan galibiyeti bekleniyordu fakat hiçte öyle olmadı. Sadece 7 kişilik bir rotasyonla oynayan İsrail, artık gruptaki son şansı olduğunun da bilinci ile maçın başından itibaren üstün bir oyun sergiledi. Hem penetreler ile hem de ceza şutları ile hücumda hiç sıkıntı çekmeyen İsrail, maçın ilk yarısını 41-35 önde geçti. Ama ikinci yarıdan itibaren önce oyunda dengeyi kuran Sırbistan, son periyotta da Savanovic - Keselj ikilisinin üst üste dış atış isabetleri ile maçı da kazanmayı başardı. Ribaundlarda rakibine 45-27 gibi ezici bir üstünlük kuran Sırbistan'ın 25 kere serbest atış çizgisine gittiği maçta İsrail sadece 9 kez bu şansı yakalayabildi. Yeni Anadolu Efesli Savanovic, kaydettiği 24 sayı ile galibiyetin baş mimarı olurken, 18 sayı bulan Krstic ve 5/7 üçlük isabetiyle 15 sayı bulan Keselj de Sırbistan adına galibiyette öne çıkan isimlerdi. Artık gruptan çıkma şansı mucizelere kalan İsrail adına ise 18 sayı bulan Halperin ve 16'şar sayı kaydeden Blu ve Nissim üçlüsünün çabaları galibiyet için yeterli olmadı..

İtalya: 71 - Letonya: 62

İlk iki günün mağluplarından olan ve artık az da olsa devam eden tur şansını sürdürmek isteyen iki ekibin randevusunda ise kazanan taraf Bargnani farkı ile İtalya oldu. NBA patentli yıldız oyuncu, sistemsiz ve dağınık İtalya hücumlarından bireysel çabaları ile ürettiği 36 sayı ile giden maçı getiren oyuncuydu. Her iki takımın da dış atışlardan sayı bulmakta zorlandığı maçta, 12/21 ile serbest atış atan Letonya için galibiyet mucize olurdu elbette. Her ne kadar ilk yarıyı önde tamamlasalar da, dakikalar geçtikçe oyundan düştü Letonya ve diğer NBA oyuncularından Gallinari'nin 1/9 ile, Belinelli'nin ise 2/12 ile şut attığı bir maçta tek başına sırtladı takımını Bargnani. İtalya'daki oyun kurucu eksikliği çok fazla gün yüzüne çıktı bu maçta da. Buldukları 71 sayının yanında sadece 8 asist yapmış olmaları da bunun göstergesi sayılabilir. Valters ve Biedris gibi önemli oyuncularından yoksun olan Letonya karşısında zor da olsa galibiyete uzanan İtalya'da, toplam 41 dakika sahada kalan üç oyun kurucu; Hackett, Maestranzi ve Cinciarini'nin toplam ürettikleri sayı ve toplam asisti ise sadece "2" oldu bu maçta. Halen matematiksel olarak şansları devam etse de, bu şartlarda tur şansı olduğunu düşünmüyorum Gök Mavililerin..

Fransa: 76 - Almanya: 65

Grupta günün son maçında ise ilk iki günün kayıpsız ekipleri Fransa ile Almanya karşı karşıya geldi. Maça Almanya daha iyi başladı, ikinci periyot Fransa oyunu ve skoru dengeledi, üçüncü çeyrekte farkı lehine yine Fransa açtı, son çeyrekte de Almanlar geri dönmek istedi ama özellikle Tony Parker - Dirk Nowitzki düellosu şeklinde geçen maçta gülen taraf ise Fransa oldu. Tony Parker'ın 32 sayı, 6 asistlik performansı da maça damgasını vurdu. Yüksek tempoda atletik Fransa takımına karşı rakiplerinin direnmesi çok zor, bu nedenle Parker üzerinde baskılı savunma ile onun ritim kazanmasını engellemek gerekirken, Alman guardlar bunu pekte başarıyla yerine getiremediler bu maçta. 9/9 serbest atış isabeti ile 20 sayı üreten Nowitzki'ye Schaffartzik dışında skor anlamında pek yardımcı olan da çıkmayınca iyi başladığı karşılaşmayı kaybetti Almanya. Fransa'da süre alan tüm oyuncular skor kaydederken, Almanların bu maçtaki 65 sayısının 25'ini son periyotta atması da bir başka ilginç detaydı. Fransa'nın turnuvadaki tek dezavantajı ise her maçta 7-8 kişilik bir rotasyon kullanıyor olmaları. Çok kaliteli bir ilk beşi olan Fransa'nın bench derinliğinin sakatlıklar yüzünden pek fazla olmaması, onlar adına ilerleyen turlarda sıkıntı yaratabilir. Almanya için ise her şey Nowitzki'ye endeksli görünüyor. Ve hazırlık döneminin en çok dikkat çeken isimlerinden olan Pleiss'in ilginç bir şekilde bu turnuvada hemen hemen hiç düşünülmemesi de bana göre Alman teknik ekibinin yanlışlarının başında geliyor..