Itoudis, Sezonu TBF'ye Değerlendirdi

2013-2014 sezonunda Beko Basketbol Ligi’nde birbirinden değerli antrenörler görev yaptı. Bunlardan birisi de hiç kuşkusuz Dimitris Itoudis. Banvit’in başında normal sezonu yalnızca iki yenilgiyle tamamlayan Itoudis ile, Galatasaray Liv Hospital’a 3-1 kaybettikleri Play-Off yarı final turu sırasında TBF ile bir röportaj gerçekleştirdi ve sezona dair değerlendirmelerde bulundu..

Başarılı Yunan teknik adamla gerçekleştirilen röportajın içeriği şu şekilde;

Normal sezonda oldukça uzun süren bir yenilmezlik serisi yakaladınız. Konsantrasyonunuzu bu kadar uzun süre yüksek tutmayı nasıl başardınız?

Motivasyon ve konsantrasyon, bizim işimizdeki çok önemli iki etken. Hem antrenörler hem de oyuncular için tabii ki… Çok mücadeleci oyuncularımız var. Maçların büyük çoğunluğuna yüksek konsantrasyon ve motivasyon ile çıkıyoruz. Normal sezonda maç maç, antrenman antrenman sıkı çalışarak harika bir seri yakaladık.

Maç üstüne maç kazandıkça, ligin beklediğinizden daha kolay geçeceğini düşündünüz mü?

Asla, öyle bir şey olamaz! Oyuncularıma her zaman “Asıl maçlar şimdi başlıyor” dedim. Biz bu düşünceyle çalıştık. Ne benim kişisel olarak ne de takımının ligin kolay olduğu gibi bir yaklaşımı olması söz konusu değil. Burada mücadele ediyorsunuz, kazanmaya çalışıyorsunuz. Böylesine rekabetçi bir dünyada, böylesine rekabetçi bir sporda kimse çıkıp da size bunu hediye etmez. Sahaya çıkıp istediğinizi almak zorundasınız. Aksini düşünmek hem kendimize hem de rakiplerimize saygısızlık olur; bunu hiçbir zaman yapamayız.

Beko Basketbol Ligi’nde görev yapan antrenörler ve takım menajerleri, Sammy Meija’yı sezonun En Değerli Oyuncusu seçti. Siz onun performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sammy Meija bizim takımımızın bir parçası. Önemli oyunculardan, liderlerimizden bir tanesi. Yaratıcı ve uygulayıcı oyuncularımızdan bir tanesi. Takımdaki ikinci yılında çok iyi bir sezon geçirdi. Play-Off’larda da iyi maçlar çıkardı. En Değerli Oyuncu olmayı hak ediyordu. Hem ben hem de takımımız onun adına mutluyuz. O bizim ailemizin bir parçası.

Banvit’in EuroCup performansı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin için hayal kırıklığı oldu mu?

Hayal kırıklığı mı? Bilmiyorum… Neden hayal kırıklığı dediğinizi bilmiyorum. Daha iyi oynamalıydık. Zor bir gruptaydık. Başa baş geçen bir maçta Budivelnik Kiev’e 60-59 kaybettik ve üst tura çıkamadık. Üst tura çıkabilecek kalitede bir ekibiz; bundan sonra daha iyi olmaya çalışmalıyız. Bunun hayal kırıklığı olduğunu düşünmüyorum.

Banvit’in EuroCup sezonu ile ilginç bir nokta, sekiz deplasman maçından yalnızca bir galibiyet çıkarabilmesiydi. Bu konuda yolunda gitmeyen ne oldu?

Yolunda gitmeyen birçok şey oldu. Maç kaybettiğinizde yolunda gitmeyen çok şey var demektir. Ama bu sadece deplasman maçlarıyla ilgili değil. Bu sezon deplasmanda da kazandık; EuroCup ya da Türkiye Ligi fark etmiyor. Gidip Fenerbahçe’nin sahasında kazanmanın ne farkı var ki? Bu, Olimpija Ljubljana’ya karşı kazanmaktan farklı bir şey mi? Olimpija Ljubljana’ya da tabii ki saygı duyuyoruz, ama bence deplasmanda Fenerbahçe’yi yenmek Olimpija’yı yenmekten daha zor. Konu basketbol olduğunda birçok farklı etkenden konuşmamız gerekir. Şu an size deplasman maçlarımızla ilgili genelleştirebileceğim bir yanıt veremem. Maç kaybettiğinizde yanlış giden birçok şey vardır, ama bunlar deplasmana özel değil. Deplasmanlar söz konusu olduğunda tabii ki düşünmemiz gereken bir etken var: Bandırma’dan Avrupa’ya seyahat etmek kolay değil. Önce feribotu kullanıyoruz, sonra uçağa biniyoruz, otobüse biniyoruz… Oyuncular için deplasman maçlarını oynamak kolay olmuyor. Kulüp bize yardım etmek için, bir gün önceden gidip oyunculara dinlenme imkânı sağlamak için elinden geleni yapıyor. Dediğim gibi yanıtımı genelleyemem. Bu takım deplasmanda da kazanabildiğini gösterdi. Uzun galibiyet serimizde deplasmanda da maç kazanıyorduk. Çok zor deplasmanlarda kazandık: Galatasaray, Efes, Fenerbahçe, Trabzonspor, Gaziantep… Bu takımları deplasmanda yenmeyi başardık.

Banvit’in teklifini kabul etmenizdeki en önemli etken ne olmuştu?

Bana inanmaları… Başkanımız Sayın Özkan Kılıç, Yönetim Kurulu üyelerimiz Turgut ve Ömer Görener kardeşler, Turgay Çataloluk… Bana güvendiklerini ve benimle çalışmak istediklerini gösterdiler. İlk andan itibaren, onlara ve planlarına saygı duydum.

Banvit’teki ilk günlerinizde sizi en çok şaşırtan şey ne oldu?

Beni şaşırtan hiçbir şey olmadı. Daha önce de pek çok kez söyledim. Genel olarak Türkiye’de, özellikle de Bandırma’da ve Banvit Kulübü’nde kendimi yabancı hissetmiyorum. Bu çok önemli. Türk ve Yunan halkının çok fazla ortak yönü var. Düşünme, yemek yeme, sevinme biçimlerimiz… Tabii duygularımız da… İşler iyi gittiğinde çok coşkulu, kötü gittiğinde ise derin bir bunalım içinde oluyoruz. Bunun iyi bir şey olduğunu söylemiyorum, ama iki halkın ortak bir yönü. Dediğim gibi yabancı hissetmiyorum. Buradaki insanlar, yönetimimiz, teknik ekibimiz, taraftarlarımız beni aileden birisi olarak kabul ettiler. Banvit organizasyonunun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Çok iyi organize olmuş bir kulüp. Ben de onlara tecrübemle hangi konularda daha iyi duruma gelebileceğimiz konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum. Ama dediğim gibi zaten tesisleriyle, altyapı faaliyetleriyle zaten çok iyi organize olmuş bir kulüp. Küçük takımımız geçtiğimiz haftalarda Türkiye Şampiyonu oldu.

Sizce bu takıma yaptığınız en büyük katkı ne oldu?

Bu benim yanıtlayacağım bir soru değil. Bunu başkan, oyuncular ve taraftarlar yanıtlayabilir. Çaba gösteriyorum. İşimi seviyorum, basketbolun içinde olmayı seviyorum. Bu kararı alırken herkes ailemle birlikte yaşayamayacağımı biliyordu. Kızım İngilizce eğitim yapan okula gidiyor ve Bandırma’da böyle bir okul yok. Bandırma’da yalnız yaşıyorum; çünkü işimi seviyorum ve kendimi birlikte yapmaya çalıştığımız şeylere adıyorum. Bunu iyi bir şekilde yapıp yapamadığımın kararını onlar verecek. Bu sezon onlara biraz olsun yardımcı olabildiğimi umuyorum.