Advertisement

Avrupa'da Dün Ne Yaptık? (Toplu Analiz)

Dün akşam Eurocup'ta 3; Eurochallange'da 2 takımımızla Avrupa arenasındaydık bildiğiniz gibi. Maçları tek tek yazdık fakat bir post üzerinde toplayıp değerlendirmek istedim. Dilerseniz vakit kaybetmeden başlayalım.

Eurochallange

Nörkopping: 101-89: Türk Telekom

Lig tarihindeki en kötü başlangıçlarından birini yapan Türk Telekom, bu performansına Avrupa'da da devam etti. Ankara ekibi, adını sanını doğru düzgün duymadığımız -ben sadece FM, CM menajerlik oyunlarından futboldan biliyorum- Nörkoppings'ten ilk çeyrekte 41, ilk yarıda 61 sayı olmak üzere toplamda 101 sayı yedi. Faruk Akagün başta olmak üzere tüm teknik heyet açıklasın bu durumu.

Ercüment Sunter döneminden beri Telekom'un savunma yapmayan bir takım olduğunu biliyoruz zaten. Murat Özyer bu durumu biraz değiştiriyordu ki onun da ömrü kısa sürdü Telekom'da. Bu sene takımın başına getirilen Faruk Akagün tercihi bence ilk yanlışı oldu yönetimin. 10 yıldır antrenörlük yapmamış, TBL'den uzak kalmış bir adamı tak diye takımın başına geçirmek çok büyük risktir ve şuanda acınası durumdalar. Gözlemci olarak Detroit'te görev aldığını beyan edip ortalığı kasıp kavuran Akagün'ün ilk etapta getirdiği yabancıların da çok yetersiz olduğunu gördük, kendileri de çok geçmeden geri yolladılar zaten. Ardından gelen Becirovic, Gaffney, Stiemsma gibi adamlar gayet kaliteli oyuncular fakat Telekom'da bir huzursuzluk söz konusu. Oyuncular maç içerisinde hiç mutlu değiller, maça oynamak için çıkıyorlarmış gibiler. Daha takım olunamamış ki savunma yapılsın. En büyük handikap bu. Akagün değişik rotasyonları kullansa da kimin ne görev yaptığı belli değil takımda. Takımın skoreri Sani Becirovic'in dün sadece 11 dakika sahada kalmasının mantıklı bir sebebi var mıdır sizce? Sakatlığı falan olduysa o kabulümüzdür.

Nörkoppings gibi bir takımdan ilk çeyrekte 41 sayı yemek rezilliktir, çaresizliktir, taraftara küfürdür. Zira ben böyle düşünüyorum. Milyonlarca internet kullanıcısı var, bizim paralarımızı boş yere harcamaktalar şuan. Yazık! Olaya bu yönden bakmak lazım. Savunma yapmadan maç kazanılamayacağını hala öğrenemeyen Türk Telekom'da yönetimin teknik heyetin kulaklarını ciddi bir şekilde çekmesi gerektiğini düşünüyorum. Zaten daha haftalar öncesinden yazıyoruz, Telekom'un aldığı tek galibiyet olan Erdemir maçının analizinde bile eleştirdik. Biz bunları görüyorsak, yönetim hayli hayli görüyordur. Böyle bir sonuç almayı bırakın Nörkoppings'e yenilmeye bile hakkı yok Telekom'un. Tez zamanda köklü değişiklikler şart artık. Sanırım işe koç değişikliğinden başlamak gerekecek. Ben olsam bir dakika düşünmem. Ergin Ataman boşta, Murat Özyer boşta...

Pınar Karşıyaka: 88-81: BC Zadar

Sezona flaş başlayan takımlarımızdan Pınar Karşıyaka, Leiden Basket'i rahat eledikten sonra Eurochallange'da kolay bir gruba düştü. İlk maçında da grubun zorlu sayılabilecek takımı Zadar'ı belirli periyotlarda zorlansa da yenmeyi başardı. Türk Telekom için söylediklerimizin tam zıttını Karşıyaka için söylemek mümkün olacak. Tamamen bir takım olgusu içinde mücadele ediyorlar. Özellikle iç saha maçlarında taraftarların da desteğiyle bambaşka bir takım oluveriyorlar.

Bir maç Osiris, bir maç Furkan, bir maç Stajonevic, bir maç Birkan ön plana çıkıyor. Yani bir oyuncu her maç skoru alıp sürüklemiyor. Takım olmanın en büyük artısı da bu zaten. Dünkü maçın kazanılmasında Furkan ve Birkan'ın önemli rol oynaması çok sevindirici idi. Galibiyetten de öte bir sevinç idi benim için. Furkan zaten alıştırdı bizlere bu istatistiklerle oynamayı. Birkan'ın performansı da giderek artıyor. Arena'daki ilk galibiyetin 2008'de hayatını kaybeden Özgür Soylu'ya hediye edilmesi de büyük bir jest oldu gerçekten. Karşıyaka seyircisi vefakar, Karşıyaka seyircisi ateşli, Karşıyaka seyircisi takımına aşık. Bu takımın başarısız olması mümkün mü öyleyse? Değil.

Eurocup

Banvit: 78-70: Le Mans

Euroleague ön elemesinde iki kez mağlup olduğu Le Mans'ı bu kez devirdi Banvit. Orhun Ene ve öğrencileri dersine iyi çalışmış bu kez. Tecrübeli pivot Batista'yı savunamadık sadece. Diğer oyuncuları hakimiyetimiz altına aldık. Ara ara Le Mans'ın yakalamış olduğu küçük serilere anında cevap vermemiz skorun dengede kalmasını sağladı. İlk çeyrekte bizim adımıza bunu yapan oyuncu Vladimir Golubovic idi.

Ritmi yakalayan Banvit ikinci çeyrekte Barış Ermiş, Erolcan Çinko ve Vladimir Golubovic ile farkı yavaş yavaş açmaya başladı ve iyi de savunma yaparak devreye 7 sayı farkla önde girdi. Maç sonuna kadar da rotasyonu çok iyi kullanan Orhun Ene'yi tebrik etmek lazım. Genç hoca oyuncuların sürelerini iyi ayarladı. Son çeyrekte Mutlu Akpınar, Chuck Davis ve Lance Williams'ın da devreye girmesiyle Bandırma seyircisine güzel bir galibiyet hediye etmiş oldu Banvit.

Beşiktaş Cola Turka: 91-94: Hemofarm Stada

Allen Iverson'un seyircisiyle ilk buluşması anlamını taşıyan Hemofarm maçında inişli çıkışlı bir performans çizdi iki takım. Beşiktaş Cola Turka'nın çember altını çok az kullandığından ısrarla bahsetmek isterim. Fedor Likholitov ve A.J. Ogilvy'nin Hemofarm uzunlarına üstünlük kurabileceklerini rahatlıkla gördük dün. Zaten Jordan'ı faul problemine soktuk fakat buna rağmen pota altından oynamayı düşünmedik. Sürekli dış atışlara yönelmemiz 4. çeyreğin son 5 dakikasına kadar skorda bizi çok üstün tuttu ancak o kalan 5 dakikada da iç - dış dengesini sağlayamayıp zorlama üçlüklere yönelince kolayca kazanabileceğimiz maçı ellerimizle hediye ettik Sırplar'a. Bu mağlubiyetin altında yatan hataların birincisi; fark 16'dan erimeye başlamışken koç Burak Bıyıktay'ın mola almaması ve hamle yapmakta çok gecikmesi; ikincisi ise Beşiktaşlı oyuncuların hücumları hovardaca kullanmalarıdır kesinlikle. O dakikaya kadar yerlerde gezinen Hemofarm'ın şut yüzdesinin birden tavan yapmasını da ekleyelim.

Beşiktaş'ta ilk maçına çıkan Allen Iverson fizik açıdan kesinlikle iyi durumda değil. Yıldız oyuncunun attığı ilk 2 şut taş misali çarptı potaya. Sanki o eski hızı da yok gibi, ama antremanlarla toparlayacaktır kendini. Ben dün en çok Serhat Çetin'i beğendim. Üçlük attı, penetre edip asist yaptı, top taşıdı, bir lider gibi mücadele etti. Cüneyt Erden kritik üçlükler kaydetse de son çeyrekte çok kötüydü. Yukarıda yazdığım gibi uzun oyuncuların unutulması da siyah - beyazlıların maçı kaybetmesinde önemli rol oynadı.

Gasterra Flames: 65-66: G.Saray Café Crown

Kağıt üzerinde kendimizi zorlamadan çok rahat kazanabileceğimizi düşündüğümüz Gastera Flames maçı bir final maçı edasında oynandı. Neredeyse baştan sona kadar rakibi kovalamakla geçirdiğimiz zamanın sonunda 1 sayılık Galatasaray üstünlüğü yazması kadar güzel birşey yok tabii. Deplasmanda üstelik. Ancak bu galibiyetin günü kurtadığını söyleyebiliriz çünkü Hollanda ekibini daha rahat ve farklı yenebilecek kadroya sahibiz. Beklenen performansı ortaya koyamadık, hep geriden gelen taraf olduk.

Maçların dün yazılan kısa analizlerine de göz atmak isterseniz, sizi aşağıdaki linklere alalım:

Avrupa'da Dün Ne Yaptık? (Toplu Analiz) Avrupa'da Dün Ne Yaptık? (Toplu Analiz) Reviewed by Adsız on 11:11 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Soru-Cevap-Bilgi

Blogger tarafından desteklenmektedir.