Beko TBL 6.Hafta Görünümü
Salsabasket'ten alıntıdır bu haftalığına..
Sevmiyorum ligi hafta içi oynattıklarında. Bütün maçları aynı gün aynı saate koyuyorlar, ne adam gibi takip edebiliyoruz, ne adam gibi vakit ayırabiliyoruz işten güçten ne de keyifle arkamıza yaslanıp izleyemiyoruz maçları. Hafta sonu bile taraftar gelmiyor maça, sen bir de hafta içi yapıyorsun. Bugün oynanan 7 maçtaki toplam seyirci bir Abdi İpekçi'yi doldurur mu sizce? Naklen yayınlanan iki maç da bomboş tribünlereydi vallahi. Neyse, işten biraz erken çıktık, koşturduk, neymiş efendim Beşiktaş Cola Turka - Aliağa Petkim maçına yetişecekmişim. Gören duyan deli der. :)Geldik oturduk ekran başına, nasıl bir maç oldu anlayamadım. Her iki takım da bir ara kontrolü kaybettiler ilk yarıda, şuursuzca basket oynadılar. Bir oraya fast-break bir buraya fast-break, bir oraya panyalı üçlük, bir buraya. Başım döndü. Beşiktaş Cola Turka'da Chatman sakat diye oynamadı. Yesinler onun sakatlığını, para alamadım oynamam demiyor da sakatım diyor. Butler desen 3-4 dakika ya oynadı ya oynamadı. Faison da sırf zarar ziyan (toplam 0/7 saha içi isabeti) olunca Hakan Demir maç boyunca yerli malu kadrosuyla oynadı. Aslan gibi de oynadı çocuklar. 40'ına merdivan dayamış Haluk önderliğinde Cevher, Adem, Muratcan ve Mehmet Yağmur adeta onur mücadelesi verdiler. Kapasitelerinin üstüne çıkmaya çalıştılar, becerdiler, beceremediler ama maça tutundular. Ve ciddi anlamda siyah beyazlılar alsın istedim maçı sonlarda. Ama öyle bir Reha Öz vardı ki sahada, tam günündeydi. Maç boyunca 10 atış denedi, 10'u da üçlük. Ve tam 7 isabet. En anlamlısı ise son saniyede geleniydi. Maçı 76-73 aldılar o üçlükle. Beşiktaş Cola Turka'yı maça tutunduran en önemli detay ribaundlardaydı. 43-27'lik üstünlük onlara epey bir fazla top kullanma şansı verdi ama dedik ya, takımın yıldızı Haluk idi, herkes onun eline baktı, düşünün durumu. Ona rağmen tutundular maça. Mehmet Yağmur erine biraz daha potaya bakabilen, şut tehdidi olan bir adam olsaydı ellerine galibiyet çıkarabilirlerdi bu maçtan. Olmadı işte. Kendileri gibi maddi krizlerle boğuşmakta olan Aliağa Petkim altın değerinde bir galibiyet çıkardı İstanbul'dan. Alkışlamaktan başka bir şey gelmez elimden. Hem Hakan Demir'i hem de o dilleri dışarı çıkana kadar mücadele eden yerli adamları. Bir de Reha Öz'ü tabi. Fatih Solak da 6 blok vurdu. En önem verdiği istatistik budur malum kendisinin, yazmadan geçmeyelim.Aynı saatlerde oynanan diğer maçta Mersin BŞB kendi evinde Daçka'yı devirdi (86-74). Daçka'nın ekstra fark yaratan ve onlara galibiyete uzanmada yardımcı olan üçlük yüzdeleri bugün sadece 5/15'te kaldı. Haliyle olmadı bu defa. Yeni transfer Banks 21 sayı ile en efektif maçını oynadı. Evsahibinde ise yabancılara bu defa İnanç Koç da eşlik etti. İçeride kazanmayı seven Mersin BŞB, alışkanlığını devam ettirdi.Erdemir'de planlar defansif yönde tutmuş ama ofansif yönde işlememiş. Funk, Colson, Thomas üçlüsünün sadece 16 sayı üretebildiği bir maçta değil G.Saray Cafe Crown'u, hiçbir TBL takımını yenemezler. Yenemediler de zaten (53-63). Bir ara skor 45-38 idi ve 45 sayının 23'ü Zizic'ten gelmişti sarı kırmızılılar adına. Gerçi maçı da 23 sayıyla tamamladı Zizic ama galibiyeti alan adam olmuş bir kere. Gurovic'in 14 dakika, Hüseyin Beşok'un 23 dakika sahada kalmaları ilginç detaylar olarak gözüme çarptı.Kepez gibi ligde galibiyetle tanışamamış olan Casa Ted Kolejliler bugün Banvit'i ağırladı sahasında. Ben maçtan önce belki bir sürpriz olabilir diyordum ama yok, olmamış. Geçen maçta biraz kıpırdanan Caner Öner bu maçta da buradayım, ölmedim mesajını vermiş. Tek sevindirici gelişme bu Kolej cephesinde. Önder'in 19 sayılık performansı da alkışa değer. Ama Erek Hansen koca maçı 0 sayı ile tamamlıyorsa işler imkansız hale geliyor biraz tabii. Banvit Crispin + Williams'ın toplam 40 sayısıyla vurup geçmiş rakibini (68-78).Oyak Renault herkesi yener eder de 3 yıldır ne ligde ne kupada ne de başka herhangi bir platformda Telekom'u yenememiştir. İlginç bir istatistik ama severim böyle serileri ben. Ters gelmiyor demek ki Yücel abinin oyunu Ercüment Sunter'e derim kendi kendime. Bugün de bu şekile giriştim maça ama Renault baya bildiğin büyük takım gibi maçı domine eden, maçı önde götüren, sürekli 6-8 farkı koyan taraftı maçta. İlk yarıda bir ara 10'a kadar çektiler farkı ama ilk yarının sonlarında Yücel abi bir teknik faul aldı. Fark orada biraz eridi. İkinci yarıda ise özellikle son çeyrekte teslim bayrağını çekti Bursa ekibi, Telekom karşısındaki şanssızlığı kırma fırsatını yine tepti (70-76). Maçın istatistiklerine bakıyorum, Telekom (ki bu yıl oyun planlarında ğçlükler oldukça önemli bir yere sahip) sadece 12 üçlük denemiş ve bunların 5'inde isabet bulmuş. Madeni içeride bulmuş olacaklar ki, sürekli içeriyi zorlamışlar. Bunun akabinde hem rakibin iki uzunu faul problemine girmiş hem de tam 35 kez faul çizgisine gitmişler. Gerçi ilk yarıda bunların epeycesini kaçırdılar ama maç sonundaki yüzdeleri 21/35 ile idare eder boyuta geldi. Diğer tarafta Oyak Renault'nun kullandığı serbest atış sayısı ise sadece 17.Ligdeki iki galibiyetini de çoook gerilerden gelerek alan Selçuk Üniversitesi bugün Karşıyaka deplasmanında az kalsın bir mucizeye daha imza atıyordu. Maçta farkın bir ara 15'e kadar gelmesiyle rahatlayan ve biraz da cıvıyan evsahibi ekip aradaki farkın eridiğinin farkına varamamış olacak ki, son hücumda Ibekwe biraz düzgün hücum etse maçı kaybedeceklerdi (93-92). Mims'in evsahibi adına 29 sayı, 9 ribaund ile öne çıktığı maçta, konuk takımın en sivrileni ise yine Ibekwe olmuş. Tam 31 sayı, 9 ribaund üretmiş. Oyunuyla, haliyle, fiziğiyle tam o eski Karşıyaka yapısına uygun bir adam aslında. Seneye alsa ya onu Karşıyaka. :) Bu arada maç öncesinde Karşıyaka'nın yeni transferi Gerald Brown'un kadroda olmadığını öğrendik, gönderilmiş olabilir. Detay alamadım daha tam. Fatih Solak'ın blok performansının bir benzerini de Benton koymuş bugün sahaya, tribündeki arkadaşlar 6-7 blok saymış, gayet sağlam vallahi.Günün en son ve en önemli maçında ise Efes Pilsen nihayet seriyi kırdı bu maçta. Maç çok ilginç gelişti aslında. F.Bahçe Ülker'in kafaca bu maçı istemediği çok net belliydi bir kere herşeyden önce. Yorgunluk olsun, sakatların eksikliğini artık hissedilir boyutlara ulaşması olsun belini büküvermiş takımın. Bugün hiç etliye sütlüye bulaşmadan sadece üçlük atarak maçı geçirdiler. Ona rağmen alabilirlerdi maçı. Bir çok kritik kırılma noktası vardı maçta. İlk yarının sonlarında Mirsad'ın kendini guard zannedip top getirmeye çalışırken yaptığı top kaybı, ardından Mrsic'in başarısız hücum faul gösterme girişimi sayesinde devre sonunda 7-0'lık bir seri yedi sarı lacivertliler. İşin ilginç tarafı, 2. çeyrekte sadece 9 sayı üretebildi F.Bahçe Ülker ve bunu da 3 adet üçlük atarak yaptı. Komik ama gerçek. Efes'in içerideki savunması iyiydi falan ama asıl sorun F.Bahçe Ülker'deki oyuncuların penetre etmeye hallerini dahi olmayışıydı. Öyle ki sakatlıktan yeni dönen ve sadece 1 idmana çıkan Ömer Onan takımın en iyi ve en isteklisiydi bugün. Oynamaz diye düşündüğüm adam, 12 dakika oynadı ama en efektif oydu belki de. Emir ve Mirsad ise takımın dibine dinamit koydular. Mirsad sene başından beri takımın en iyisiydi, bugün hiçbir şey yapmadı aldığı ribaundlar dışında. Her hareketi zarar ziyandı. Emir Preldzic ise maçın sonunda en kritik yerde 3 kez üstüste top kaybı yaparak Tanjevic'i de isyan ettirdi. Aynı hataları Hakan yapsa 1 sene takımdan kesilirdi ama Emir'i kesmez tabii. Bu yılki müthiş çıkışının yanında, bu tip hatalar olabilir. Neyse işte, 37 tane üçlük denemiş sarı lacivertliler totalde, dakika başına 1 üçlük yani neredeyse. Hayır zaten bu halde bile bu maçı alsalardı, ciddi anlamda bir büyü bir sihir karıştığını düşünecektim bu işe. Komple yenilenmiş Efes, 10-0'lık serinin psikolojik baskısını hiçbir şekilde hissetmeyen oyuncularıyla aldı götürdü maçı (69-63), skoru dengeli dağıttılar, kadroyu fazla zorlamadı Ataman, 6-7 oyuncuyla oynayıp bitirdi maçı, akıllıca oynadılar, hücumda da rahattılar çünkü savunma yapamadı F.Bahçe Ülker. Böylece ligde tek yenilgisiz takım Telekom kaldı. Alışkınız zaten onların ligin başlarında öne düşmesine. Yadırganacak bir şey yok. :)
Sevmiyorum ligi hafta içi oynattıklarında. Bütün maçları aynı gün aynı saate koyuyorlar, ne adam gibi takip edebiliyoruz, ne adam gibi vakit ayırabiliyoruz işten güçten ne de keyifle arkamıza yaslanıp izleyemiyoruz maçları. Hafta sonu bile taraftar gelmiyor maça, sen bir de hafta içi yapıyorsun. Bugün oynanan 7 maçtaki toplam seyirci bir Abdi İpekçi'yi doldurur mu sizce? Naklen yayınlanan iki maç da bomboş tribünlereydi vallahi. Neyse, işten biraz erken çıktık, koşturduk, neymiş efendim Beşiktaş Cola Turka - Aliağa Petkim maçına yetişecekmişim. Gören duyan deli der. :)Geldik oturduk ekran başına, nasıl bir maç oldu anlayamadım. Her iki takım da bir ara kontrolü kaybettiler ilk yarıda, şuursuzca basket oynadılar. Bir oraya fast-break bir buraya fast-break, bir oraya panyalı üçlük, bir buraya. Başım döndü. Beşiktaş Cola Turka'da Chatman sakat diye oynamadı. Yesinler onun sakatlığını, para alamadım oynamam demiyor da sakatım diyor. Butler desen 3-4 dakika ya oynadı ya oynamadı. Faison da sırf zarar ziyan (toplam 0/7 saha içi isabeti) olunca Hakan Demir maç boyunca yerli malu kadrosuyla oynadı. Aslan gibi de oynadı çocuklar. 40'ına merdivan dayamış Haluk önderliğinde Cevher, Adem, Muratcan ve Mehmet Yağmur adeta onur mücadelesi verdiler. Kapasitelerinin üstüne çıkmaya çalıştılar, becerdiler, beceremediler ama maça tutundular. Ve ciddi anlamda siyah beyazlılar alsın istedim maçı sonlarda. Ama öyle bir Reha Öz vardı ki sahada, tam günündeydi. Maç boyunca 10 atış denedi, 10'u da üçlük. Ve tam 7 isabet. En anlamlısı ise son saniyede geleniydi. Maçı 76-73 aldılar o üçlükle. Beşiktaş Cola Turka'yı maça tutunduran en önemli detay ribaundlardaydı. 43-27'lik üstünlük onlara epey bir fazla top kullanma şansı verdi ama dedik ya, takımın yıldızı Haluk idi, herkes onun eline baktı, düşünün durumu. Ona rağmen tutundular maça. Mehmet Yağmur erine biraz daha potaya bakabilen, şut tehdidi olan bir adam olsaydı ellerine galibiyet çıkarabilirlerdi bu maçtan. Olmadı işte. Kendileri gibi maddi krizlerle boğuşmakta olan Aliağa Petkim altın değerinde bir galibiyet çıkardı İstanbul'dan. Alkışlamaktan başka bir şey gelmez elimden. Hem Hakan Demir'i hem de o dilleri dışarı çıkana kadar mücadele eden yerli adamları. Bir de Reha Öz'ü tabi. Fatih Solak da 6 blok vurdu. En önem verdiği istatistik budur malum kendisinin, yazmadan geçmeyelim.Aynı saatlerde oynanan diğer maçta Mersin BŞB kendi evinde Daçka'yı devirdi (86-74). Daçka'nın ekstra fark yaratan ve onlara galibiyete uzanmada yardımcı olan üçlük yüzdeleri bugün sadece 5/15'te kaldı. Haliyle olmadı bu defa. Yeni transfer Banks 21 sayı ile en efektif maçını oynadı. Evsahibinde ise yabancılara bu defa İnanç Koç da eşlik etti. İçeride kazanmayı seven Mersin BŞB, alışkanlığını devam ettirdi.Erdemir'de planlar defansif yönde tutmuş ama ofansif yönde işlememiş. Funk, Colson, Thomas üçlüsünün sadece 16 sayı üretebildiği bir maçta değil G.Saray Cafe Crown'u, hiçbir TBL takımını yenemezler. Yenemediler de zaten (53-63). Bir ara skor 45-38 idi ve 45 sayının 23'ü Zizic'ten gelmişti sarı kırmızılılar adına. Gerçi maçı da 23 sayıyla tamamladı Zizic ama galibiyeti alan adam olmuş bir kere. Gurovic'in 14 dakika, Hüseyin Beşok'un 23 dakika sahada kalmaları ilginç detaylar olarak gözüme çarptı.Kepez gibi ligde galibiyetle tanışamamış olan Casa Ted Kolejliler bugün Banvit'i ağırladı sahasında. Ben maçtan önce belki bir sürpriz olabilir diyordum ama yok, olmamış. Geçen maçta biraz kıpırdanan Caner Öner bu maçta da buradayım, ölmedim mesajını vermiş. Tek sevindirici gelişme bu Kolej cephesinde. Önder'in 19 sayılık performansı da alkışa değer. Ama Erek Hansen koca maçı 0 sayı ile tamamlıyorsa işler imkansız hale geliyor biraz tabii. Banvit Crispin + Williams'ın toplam 40 sayısıyla vurup geçmiş rakibini (68-78).Oyak Renault herkesi yener eder de 3 yıldır ne ligde ne kupada ne de başka herhangi bir platformda Telekom'u yenememiştir. İlginç bir istatistik ama severim böyle serileri ben. Ters gelmiyor demek ki Yücel abinin oyunu Ercüment Sunter'e derim kendi kendime. Bugün de bu şekile giriştim maça ama Renault baya bildiğin büyük takım gibi maçı domine eden, maçı önde götüren, sürekli 6-8 farkı koyan taraftı maçta. İlk yarıda bir ara 10'a kadar çektiler farkı ama ilk yarının sonlarında Yücel abi bir teknik faul aldı. Fark orada biraz eridi. İkinci yarıda ise özellikle son çeyrekte teslim bayrağını çekti Bursa ekibi, Telekom karşısındaki şanssızlığı kırma fırsatını yine tepti (70-76). Maçın istatistiklerine bakıyorum, Telekom (ki bu yıl oyun planlarında ğçlükler oldukça önemli bir yere sahip) sadece 12 üçlük denemiş ve bunların 5'inde isabet bulmuş. Madeni içeride bulmuş olacaklar ki, sürekli içeriyi zorlamışlar. Bunun akabinde hem rakibin iki uzunu faul problemine girmiş hem de tam 35 kez faul çizgisine gitmişler. Gerçi ilk yarıda bunların epeycesini kaçırdılar ama maç sonundaki yüzdeleri 21/35 ile idare eder boyuta geldi. Diğer tarafta Oyak Renault'nun kullandığı serbest atış sayısı ise sadece 17.Ligdeki iki galibiyetini de çoook gerilerden gelerek alan Selçuk Üniversitesi bugün Karşıyaka deplasmanında az kalsın bir mucizeye daha imza atıyordu. Maçta farkın bir ara 15'e kadar gelmesiyle rahatlayan ve biraz da cıvıyan evsahibi ekip aradaki farkın eridiğinin farkına varamamış olacak ki, son hücumda Ibekwe biraz düzgün hücum etse maçı kaybedeceklerdi (93-92). Mims'in evsahibi adına 29 sayı, 9 ribaund ile öne çıktığı maçta, konuk takımın en sivrileni ise yine Ibekwe olmuş. Tam 31 sayı, 9 ribaund üretmiş. Oyunuyla, haliyle, fiziğiyle tam o eski Karşıyaka yapısına uygun bir adam aslında. Seneye alsa ya onu Karşıyaka. :) Bu arada maç öncesinde Karşıyaka'nın yeni transferi Gerald Brown'un kadroda olmadığını öğrendik, gönderilmiş olabilir. Detay alamadım daha tam. Fatih Solak'ın blok performansının bir benzerini de Benton koymuş bugün sahaya, tribündeki arkadaşlar 6-7 blok saymış, gayet sağlam vallahi.Günün en son ve en önemli maçında ise Efes Pilsen nihayet seriyi kırdı bu maçta. Maç çok ilginç gelişti aslında. F.Bahçe Ülker'in kafaca bu maçı istemediği çok net belliydi bir kere herşeyden önce. Yorgunluk olsun, sakatların eksikliğini artık hissedilir boyutlara ulaşması olsun belini büküvermiş takımın. Bugün hiç etliye sütlüye bulaşmadan sadece üçlük atarak maçı geçirdiler. Ona rağmen alabilirlerdi maçı. Bir çok kritik kırılma noktası vardı maçta. İlk yarının sonlarında Mirsad'ın kendini guard zannedip top getirmeye çalışırken yaptığı top kaybı, ardından Mrsic'in başarısız hücum faul gösterme girişimi sayesinde devre sonunda 7-0'lık bir seri yedi sarı lacivertliler. İşin ilginç tarafı, 2. çeyrekte sadece 9 sayı üretebildi F.Bahçe Ülker ve bunu da 3 adet üçlük atarak yaptı. Komik ama gerçek. Efes'in içerideki savunması iyiydi falan ama asıl sorun F.Bahçe Ülker'deki oyuncuların penetre etmeye hallerini dahi olmayışıydı. Öyle ki sakatlıktan yeni dönen ve sadece 1 idmana çıkan Ömer Onan takımın en iyi ve en isteklisiydi bugün. Oynamaz diye düşündüğüm adam, 12 dakika oynadı ama en efektif oydu belki de. Emir ve Mirsad ise takımın dibine dinamit koydular. Mirsad sene başından beri takımın en iyisiydi, bugün hiçbir şey yapmadı aldığı ribaundlar dışında. Her hareketi zarar ziyandı. Emir Preldzic ise maçın sonunda en kritik yerde 3 kez üstüste top kaybı yaparak Tanjevic'i de isyan ettirdi. Aynı hataları Hakan yapsa 1 sene takımdan kesilirdi ama Emir'i kesmez tabii. Bu yılki müthiş çıkışının yanında, bu tip hatalar olabilir. Neyse işte, 37 tane üçlük denemiş sarı lacivertliler totalde, dakika başına 1 üçlük yani neredeyse. Hayır zaten bu halde bile bu maçı alsalardı, ciddi anlamda bir büyü bir sihir karıştığını düşünecektim bu işe. Komple yenilenmiş Efes, 10-0'lık serinin psikolojik baskısını hiçbir şekilde hissetmeyen oyuncularıyla aldı götürdü maçı (69-63), skoru dengeli dağıttılar, kadroyu fazla zorlamadı Ataman, 6-7 oyuncuyla oynayıp bitirdi maçı, akıllıca oynadılar, hücumda da rahattılar çünkü savunma yapamadı F.Bahçe Ülker. Böylece ligde tek yenilgisiz takım Telekom kaldı. Alışkınız zaten onların ligin başlarında öne düşmesine. Yadırganacak bir şey yok. :)
Beko TBL 6.Hafta Görünümü
Reviewed by Adsız
on
17:05
Rating:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder