Advertisement

Kemal Başaran Röportajı



1) İlk soru klasik olacak. Kemal Başaran basketbolla ilgilenmeye ilk olarak ne zaman ve nasıl başladı?

Kemal Başaran: Bulunduğumu yerde basketbol gelişmemişti. Bursa'nın İnegöl ilçesinde ikamet ediyorduk.O zamanlar Bursa'ya gitmek bile zahmetli işti. İnsan çocukluğuna dair pek çok şeyi hatırlamaz ama ben 7 yaşında, yani ilk okula başladığım yıl amcamın oğlu tarafından ve benden 5 yaş büyük birisi tarafından kolumdan tutulup antrenmana götürüldüm. İlk başlarda sıkıldığım, hatta ağladığım bile oldu. Zorla götürülmenin ve o yaşta bilinçli düşünememenin oluşturduğu bir durumdu bu sanırım. Bir de o zaman şimdiki gibi minik takım kategorisi de yoktu. Bu sebeple 2-2.5 yıl sürekli antrenman yapmıştık. Sonra biraz daha büyüyünce ve bazı şeylerin farkına verince damarda
dolaşan basketbol miktarı hayli arttı. Salona gitmek zahmet gelirken, gör
evlilerin artık salonu kapatıyoruz cümlelerine şahit olur hale gelmiştik. Ciddi bir tutkuydu artık basketbol benim için. Mutlu olduğum.Ve hala da öyle...

2) Profesyonel bir basketbol takımında oynadınız mı?

Kemal Başaran: En üst seviye olarak 3.lig tecrübesi yaşadım. 16 yaşından 20 yaşına kadar. Yıldız kategorisinde oynarken ciddi bir kulüpten aileme gelen bir teklif vardı. Ancak doğal gelişimimin yanında tıbbi bir takım desteklerde vereceklerini söyleyince caymış bizim aile. İyi de yapmışlar. 16 yaşında kulubün
başkanı, antrenörü, yöneticisi yani herşeyi olan Refik Hocamız vefat edince bize de kulubü ayakta tutmak düştü. Yani o yaşlarda hiç bir bilgimiz yokken eksik-gedik antrenörlüğe soyunduk. Oyunculuk
daha geri planda kaldı. Antrenörlük daha keyif verici geldi o dönemlerde ve bir seçim yapmak durumundaydım. Antrenörlük daha ağır bastı.

3) Basketbolu bilmek size ne ifade eder?

Kemal Başaran: Basketbol her gün, her an gelişen bir spor dalı. Ben basketbol antrenörlüğünün pek çok mesleği bir arada barındırdığına inanıyorum. Psikolog, rehberlik, oyunculuk, bilimsellik vb... Baştan sona sırf bir oyuncu değil, birey yetiştiriyorsunuz. Yeri geliyor oyuncular üzerinde öyle bir etki bırakıyorsunuz ki sizi taklit ediyorlar. Sizin gibi davranmaya, konuşmaya hatta giyinmeye çalışıyorlar. Bazen bir söz onlara yetebiliyor. Basketbolu bilmenin yanı sıra oyunculara aktarabilmenin, rollerini üstelenebilmelerini sağlamanın, randımanlarını arttırmanın bir sanat olduğunu düşünüyorum.Özellikle alt yapılarda ergenlik çağında olan, aşırı duygulaşan ya da agresifleşen oyuncularınıza psikolog olmanız gerekiyor. Doğruyu bulabilmeleri için onlara özgüven mekanizmasını aşılamanız şart. Basketbolu bu dış etken olguların sağlamlığı altında daha iyi öğrenebileceklerine inanıyorum.

4) Maç esnasında oyuncularınızı serbest bırakır mısınız? Yani illa ki sizin gösterdiğiniz taktiği uygulamak zorunda mıdır oyuncular, yoksa
pozisyon gereği davranmalarına serbestlik var mı?

Kemal Başaran: ''Ben bilirim'' tarzını sevemiyorum ben.Tabi ki son sözü ben söylemeliyim. Ama iş o noktaya gelene kadar oyuncularımın fikrini de elbet alır, görüşlerine değer veririm. Öğrenme kapasitesi ve merakı en yüksek olan yaratık bizleriz. Dolayısıyla sahada çıkıp olayları yaşayanlar oyuncularımız. Biz ise yaşatan kısmındayız. Oyuncularıma 'şut oradaysa atın' diyorum. Saha da özgür bırakmak gerekebiliyor bazen. Ben son saniye oyuncum 'Şu oyuncumdur' demekten nefret ediyorum. Kadromda kaç kişi varsa hepsi o son saniye
sorumluluğunu alabilecek mental güce sahip olsun isterim. Ancak disiplinin yasaklama değil, işi zamanında eyleme dökme olduğunuda anlatıyorum hep. Savunmada ise özgür olmaları konusunda tek isteğim, bu işten keyif almaları. Yürekleriyle yapmaları. Profesyonellik, yorgunluktan dilinin bir karış dışarıda dahi olsa asla ve asla pes etmemek olduğunu belirtiyorum. Ve böyle davranmaları için çaba sarf ediyorum.

5) Basketbol oyun anlayışınız nedir?

Kemal Başaran: Benim anlayışım popüler basketbolun gerekliliklerini yerine getirmektir. Takım antrenmanlarının yanı sıra bireysel olarak oyuncuların eksik yönlerinin üzerine gitmek, verimini arttırmak. Detayları, 21.yy. basketbolunun geçer kıldığı felsefeyi inşa etmek, benimsetmek. Günde 300-500 bilinçsizce şut atan oyuncu değil, iyi bir usta coach gözetiminde 60-70 şut yeterde artar bile diye düşünüyorum. Teknik ve çok fonksiyonlu oyuncular geliştirmek. Savunma ve hücum dengesinin farkına varan oyuncular oluşturmak. Işığı görülebilen bireyler yetiştirmek amacımız.

6) Türk Basketbolu'nun altyapısını nasıl değerlendireceksiniz? Malum gündemde Erkek Ümit Milli Takımı'nın başarısızlığı konuşuluyor.

Kemal Başaran: Oyuncu yetişmiyor mu sorusunun cevabı kesinlikle hayır. Yetişiyor gayet tabiki. Şimdi liglerimizde oynayabilecek nice yetenekli alt yapı oyuncusu sayabiliriz. Ancak benim korkum onlarada ''tecrübesizler'' diyip yıllarca ''rol'' bekleyecek olma ihtimalleri. Yinede pozitif bakıyorum. Örneğin Karşıyaka Furkan ve Birkan'a müthiş değer verdi. Güven mekanizması sayesinde yeteneklerinin üstüne manevi kazanımlar eklediler. Sonuç ortada...
Milli takımlara gelince... Sistem bozuk, iyi tarifi yanlış. Ustalar mı kötü (antrenör), parçalar mı bozuk (oyuncu) bilemiyorum. Ancak 'tamir edilme ve onarılma' vaktinin de artık geldi diye düşünüyorum. Umarım en kısa zamanda bu negatif durumlar ibrenin diğer tarafına döner. Bireylerin paçayı yırtmasından ziyade ülke basketbolunun gelişimi için bunu yürekten istiyorum.

7) Türk Basketbolu'nda önümüzdeki senelerde görebileceğimiz sorunlar var mı sizce?

Kemal Başaran: Sorundan daha ziyade geleceğe dönük bakmak lazım. Bugün ABD'deki basketbol anlayışına sahip bir toplum olmamız gayet tabiki beklenemez. Ancak biz lisanslı sporcu sayısını yaygınlaştırırsak ülkemizde hala havada kalan bir spor dalı olan basketbola bakış açısını daha olumlu yöne çevirebiliriz. Bu yüzden sistemli çalışmak şart. Örneğin ilk
öğretimler bu işi üstlenmeli, ülkedeki ilköğretim okullarının yarısı 1 takım çıkarsa lisanslı oyuncu sayısı şuandaki sayının %50'nin üzerine çıkar. Böyle olunca 'İyi oyuncu' bulma olasılığı artar. Böylece farkına bile varılmayan yetenekli öğrencilerin en azından bir kısmını ülke basketboluna kazandırılabilir. Bunun için de her okula çok amaçlı salon şart. Böylece diğer dallarda da bu gelişme gerçekleşir ve spor yapmanın 99 pozitif etkisi olduğu ispatlanmış bir dalda pek çok öğrencimiz istifade eder, doğru bir yöne yönlendirilmiş olur.

8) Koç olarak önümüzdeki yıllarda hedefiniz nelerdir?

Kemal Başaran: Hedefler olmazsa yaşamanın anlamı yok. Ben çıkabileceğim her seviyeye hak ederek ulaşmak istiyorum. Lobilerler yada benzeri durumlarla değil. Bilgisine, tecrübesine inandığım insanlarla gelişmek istiyorum. Cavit Altunay, Cem Akdağ, Çetin Yılmaz, Tamer Oyguç gibi değerli insanlarla sürekli bu konuda iştirak ediyorum.
Bir yerlere gelmenin cefa çekmek, fedakarlıklar yapmak olduğununda farkındayım. Ama benim şunlar, şunlar hedefimdir demekten ziyade, 'En iyi' olana kadar bu işi asla bırakmayacağım düşüncesini taşıyorum diyebilirim.
9) Türkiye'de oyuncu yetiştirmek zor iş, daha doğrusu kaliteli oyuncu yetiştirebilmek. Sırp ve Litvanyalılar'ın yaptığı gibi, işin özüne gitmek daha iyi bir düşünce değil mi?

Kemal Başaran: İyi diyorsun ama bizde öz paramparça, yerle yeksan.Çoğu
koltuğunu kaybetmemek ya da fotoğrafta yer almak derdinde. Alt yapılarda o oyuncuyu doğru yetiştirmek varken ,başarı uğruna kendinden ödün veren kısa yoldan yükseklere tırmanan coach sayısı az değil. Ama yönetim öyle istiyor. Şuuraltı bilinciyle doğruyu düşünebilen yönetici sayısı çok az çünkü ülkemizde. Başarı da gerekli ama sırf başarı yeterli mi? O kadar göreceli kavram ki aylarca, yıllarca tartışılabilecek bir konu bu. Fakat ben tek gerçeğe inanıyorum. ''Örnek insan yetiştirmek''...

10) Basketbolun tekniği ağırlıklı yazdığınız makaleler var size ait sitede. Orası nasıl gidiyor, okuyuculara vermeye çalıştıklarınız nelerdir?

Kemal Başaran: Vallahi hiç böyle site oluşturalım fikrine sahip değildim. Bu yazıları pek çok siteye gönderiyordum, yayınlıyorlardı. Bir gün Bekir Sıddık Koç isimli bir kardeşim böyle bir öneri sundu. Heyecanlandım tabii ki. Basketbolbilgi'yi hazırlayıp verdi bana. Slaytlar, sunumlar, yazılar paylaştık. Ülkemizin değerli basketbol antrenörleri teknik yazıları ve sunumlarıyla destek veriyor. Güzel röportajlar yapıyoruz. Sadece basketbol tekniği; oyuncu, antrenör gelişimi için her türlü kaynağın bulunabileceği bir site haline getirdik. Her geçen günde artan grafiğimizle ülke basketboluna hizmet ediyoruz. Sizin aracılığınızlada emeği
geçen herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca yazılarımı yayınlayan 3Sayi Online Basketbol Dergisi'ne, Kentsel Haber, Bursatakip, Turksports ve Fanatikbasket, Forumnba, Basketbolegitim, Bedenegitimi, Nbaturka, Nbaseverler, Nbacafe gibi sitelere de teşekkürlerimi iletiyorum.

11) Ben 2.lige çok az değer verildiğini düşünenlerdenim. Bu fikrime nasıl bir yorum getirirsiniz?

Kemal Başaran: Ben de öyle düşünüyorum. Aslında çok daha darbeli maçların oynandığı bir lig. Daha zor. Daha dengeli. Ama internet sayfalarında istatistiklerle takip edilen, yorum getirilen ve eleştirilen bir lig. Maçları seyretme ve analiz-sentez yapma olasılığı hayli güç. Yeni bir yapılanmayla 2.ligin pazarlaması, reklamı ve izlenirliği arttırılmalı diye düşünüyorum.

12) Beko Basketbol Ligi'nde de bir dengesizlik söz konusu. Bunun
nedenleri sizce neler?

Kemal Başaran: Tamamen güç ile alakalı bir durum bu. Örneğin Türk Telekom'un sil baştan bir kadro revize etme ve yeniden oluşturma gücünün var olduğunu gördük. Galatasaray CC'nin Mahmudi'yi getirmesi parasal güç ile olacak şeyler. Aslında yakın geçmişte her kulüp arkasına ciddi sponsorlar aldı. Yani işletmelerde sponsorluk ve getirilerinin farkına varmaya başladı. Örneğin Acıbadem'in voleybolda yaptığı yatırım. Avrupa 2.liği getirdi. Basketbolda ise Banvit örneği var. Yavaş yavaş bu dengenin zaman içerisinde kapanacağını düşünüyorum. Ancak bu kulüpler sponsor firmaların kaynaklarını çok doğru kullanmak zorundalar. Aksi olur ise bu aranın büyük kulüpler ile çok daha fazla açılma olasılığıda hayli yüksek.

13) Önümüzdeki 2-3 yıllık süreçte Avrupa'da başarı gelebilir mi? Fenerbahçe Ülker koç ve oyuncu değişikliklerine gitti örneğin.

Kemal Başaran: Bizim ligimiz Avrupa'nın en zorlü 3 liginden biri olarak gösteriliyor. Milyon euro para harcayan külüplerimiz için başarı artık elzem haline geldi. Yatırımlar daha potansiyelli hale geldi. Baktığınız zaman Fenerbahçe Ülker uzun zamandır Tanjevic'in himayesindeydi. Şimdi yine bir yabancı coach ile devam edecekler. Ya da bir başka örnek, Erman Kunter Efes Pilsen'i reddedebilecek bir durumda. Bu bizim takımlarımızın sistem ve politikalarının ne kadar başarıya endeksli olduğunu mu gösteriyor yoksa tam tersi mi bilemiyorum. Ancak ben 2-3 yıllık süreçte bir Avrupa şampiyonluğu ihtimalinin zayıf olduğunu düşünüyorum. Bunun sebepleri ve bu yöndeki inancımı anlatmak sayfalarca sürebilir. Bu yüzden çok derine inmemekte fayda var.

14) A Milli Takımımız'ın Dünya Şampiyonası'ndaki şansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Birçok yıldız katılmayacak turnuvaya, iyi bir derece yapmak lazım bence.

Kemal Başaran: Kesinlikle öyle. Ama 1 aydan az zaman kaldı baş antrenör kim belli değil. Ülkemizde yapılacak böyle bir turnuvada daha hamur şekil bile almadı. Ülkenin Tanjevic'in yerine koyacağı bir antrenör mü yok, yoksa ihtiyaç mı yok, açıklayanda yok. Nihat İziç'le mi olacak bu iş? Şaka gibi. Kaliteli oyunculardan kurulu bir takımız ve bu takımın bu şampiyonada göstereceği performans ülkemizde ki gençlerinde basketbola olan eğilimlerinin artmasına sebep olacak. Tüm olumsuzluklara rağmen en azından yarı final yüzü görebilen bir takımımız olur diye temenni ediyorum.

15) Son olarak MixBasket için neler söylersiniz?

Kemal Başaran: Dobra ve yürekten yorumların yer aldığı bir site. İşe kendi özünü kattığınız için daha da bir ilgi çekici. Başarınızın katlanarak artacağından nokta kadar şüphem yok. Değerli bir iş yapıyorsunuz. Yürekten tebrik ediyor, çalışmalarınızda başarılarınızın daimi olmasını diliyorum.

Teşekkürler.

MixBasket takipçilerinin soruları

1) Merhabalar.Kemal Başaranın basketbol tekniği üzerine yazdığı yazıları hayranlıkla okuyorum.Bir antrenör adayı olarak basketbol teknik yazılarını bir hikaye anlatır gibi nasıl anlatıyor çok merak ediyorum?

Kemal Başaran: Bunun tarifi, izahatı çok zor. 'O AN' kavramına çok inanıyorum. Hususi olarak 'bugün de birşeyler yazmalıyım' diyemiyorum. İçten gelen bir duygu. Bu olayın ilk aşaması. Devamında ise bir basketbol sahasında olmalarını hayal edecek, yazılanı gözünde kavrayabilecek ve bir etki bırakacak içeriğe sahip olmasını istiyorum .Bu da ikinci aşama. Son aşamada ise dolaylı yollardan da olsa detaya, farklılığa inip iyi ile en iyinin arasındaki farkı göstermeye çalışıyoruz..

Felsefe konusuna gelince. Ben 21.yy basketboluna inananlardanım. Yani modüler basketbola. Oyuncunun verimini nasıl arttırızın cevabını bulan ve uygulayan basketbola inanıyorum. Oyuncu kalitesinin ve çeşitliliğin yoğun olduğu, fiziksel ve tekniksel gelişimin yanına mental gelişiminde katılıp harman edildiği ve komple sporcu oluşturma konusunda çabanın sarfedilmesi gerektiğine inandığım bir felsefeye sahibim diyebilirim.

2) İleride ülkenin en iyi basketbol antrenörü olacağı konusunda görüşler var. Kendisi ne düşünüyor bu konuda?

Kemal Başaran: Bu bir temenni tabiki. Bir bakıma da ağır yük. Ben bu denli beklentilerin olacağı birşey yaptığıma inanmıyorum .Daha yolun çok başındayız. Bu görüşler motive edici, tetikleyici unsur çoğu zaman. Çoğu zaman ''başarabilirim'' kelimesinin içini dolduran pek çok olmazsa olmazı barındırıyor. Gayet tabiki bu ülkeye çıkabileceğim en üst noktalarda hizmet etmek isterim. Ama en iyi olmak konusunda buna sadece sizin inanmanız veyahut çalışmanız yetmiyor. Şans gibi bir takım faktörlerin de sizin yanınızda olması gerekiyor.
Bakalım zaman gösterecek diyelim. Sanırım en iyisi bu.

3) Basketbol bilgisinin bu denli yoğun ve etkileyici olmasının sebepleri nelerdir? Teşekkürler.

Kemal Başaran: Çok düşünüyorum. Yani kitapta yazıyor diye müdafa kayması çalıştırılıyor. NBA'de bile bu böyle .Oysa müdafa kaymasında maksimum 30 km hız yapılabilirken, ninemi bile zor durdurabiliriz düşüncesine hakimim ben. Yani yapılan işin nedenini sorguluyorum. O zaman daha reel birşeyler çıkıyor. Yani şöyle olursa daha verimli bir gelişme gösteririzin cevabına ulaşmayı yeğliyorum. Hal böye olunca da devamı geliyor. Bir kapı diğer kapıyı açıyor. Maçları antrenör gözü ile izlemeyi, yapılan bir hareketi antrenör gözüyle gözden geçirmeye gayret ediyorum. Oyunculara yaptıkları doğrunun yanında ''hata nerede?'' sorusunun cevabını öğretmeye çalışıyoruz. Kaç antrenman sonra istediğimiz seviyeye gelebileceğini söyler durumdayız. Örneğin pasın ne denli önemli bir unsur olduğunu ama bunun yanında her pasın bir miktar tehlike taşıyacağını da söylüyoruz(topu dışarı atma,kötü pas yada rakip tarafından pas arası ihtimali). Biz tercihten daha çok ''doğru tercih'' üzerinde yoğunlaşıyoruz. Sanırım düşünmek, bulmak ve uygulatmak bu gelişimin sac ayaklarını oluşturuyor.

4) Gelecek ile ilgili hedefleri nelerdir?Alt yapıda devam mı hep? Milli takımlarda görmek isteriz.

Kemal Başaran: İçime sinecek ve benimde hak etmiş olacağım çok büyük camilarda çalışmak istiyorum. ''Şu olmalı'' diyecek lükse sahip değilim henüz. Kararlı ve yavaş yavaş çıkmak istiyorum her basamağı. Sağlam bir şekilde. Doğru insanlarla, doğru yerde çalışmak ve kendimi geliştirmek istiyorum. Alt yapı bana zahmet değil keyif veriyor ancak gün gelip de artık ego tatmini yüzünden mutlaka A takım düzeyinde de çalışmak, görev almak isterim. Ben milli takımların 'hak edenin' yeri olmasından yanayım. 'Taraf' mekanizması beni rahatsız ediyor. Yani alakasız insanların olduğu bir yer olarak göremiyorum maalesef ulusal takımı. Ancak fazlasıyla mevcut olduğunda belirtmeden geçemeyeceğim. Umarım zamanı gelir ve oraya bilgilerimizle, farklılığımızla hak ederek geliriz.
Kemal Başaran Röportajı Kemal Başaran Röportajı Reviewed by Adsız on 11:57 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Soru-Cevap-Bilgi

Blogger tarafından desteklenmektedir.