Vrankovic: ''Son derece yüksek tempolu, keyif veren bir takım olmaya çalışacağız.''

Türk Telekom’un çiçeği burnunda koçu Josip Vrankovic, Basketfaul Dergisinin sorularını yanıtladı. Hırvat koçla yapılan röportaj şu şekilde ;

Oyuncu kariyerinizde iyi bir şutör olarak tanınıyordunuz, Türk takımlarına karşı da iyi performanslarınız vardı, neler söyleyebilirsiniz? 

Efes Pilsen’e karşı 8’de 8 atmıştım sanırım. Naumoski, Mirsad gibi müthiş oyuncular vardı ve Euroleague maçıydı. Split’in güçlü ve parasının olduğu zamanlardı. Genç ama yetenekli Prkacin ve Vujcic gibi etkili silahlarımız da vardı. Efes maçından bir hafta önceki lig maçında 10 üçlük atarak Hırvatistan rekoru kırmıştım. Aslında ben savunmacı bir oyuncuydum fakat oyunun iki tarafında birden olmazsanız burada tutunamayacağımı fark ettim ve hücumumu da geliştirme yoluna gittim. Tam o sıralar performansım zirveye taşınmıştı ve sanırım Efes’e patladım. Hırvatistan basketbolu için de son derece güzel günlerdi. 

Hırvat Basketbolu’nun şimdiki durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Biz artık yeterince oyuncu çıkartamıyoruz. Hatta bazı oyuncular Hırvat pasaportunu iptal bile ediyorlar. Her sene 5 - 10 oyuncu çıkartırken şimdi ancak 1 - 2 oyuncu çıkartabiliyoruz. Saric elimizdeki belki de yegane yıldız, çok önemli bir oyuncu. Benim Milli Takım’da antrenörlük yaptığım zamanlarda altyapıda oynuyordu. Genç yaşında A Milli Takım’da oynayabilecek seviyeye geldi. Hidayet’in daha zayıf, şut atan haline benziyor. Fakat Hidayet o yaşlarda Avrupa Ligi’ni domine ediyordu; biraz daha farklı açıkçası… 

Telekom deneyiminiz için neler söyleyebilirsiniz, buraya henüz geldiniz, beklediğiniz gibi bir ortam var mı? 

Çok heyecanlıyım, müthiş bir proje sundular bize. Kendimi iyi hissediyorum. Bize çok nazik davranıyorlar. İstediğimiz gibi çok iyi transferler yapıldı, güçlü bir kadro kuruldu. Son 2 - 3 sezonun aksine takım olarak daha farklı bir görüntü sergilemek istiyoruz. 

Başarı için bir hedefiniz var mı? 

Takımı tamamen değiştirdiğimiz için biraz zamana ihtiyacımız var, bu yüzden tecrübeli oyunculara yöneldik. Bogdanovic benim öğrencimdi, Andric’i tanıyorum, Bradley de Hırvatistan’da oynamıştı. Bu sezon benim için en zor şey takım oyunu oynatmak olacaktır. Belki de bu yüzden Kerem’i aldık, o takımı yönetecektir. Takım kimyası ilk önceliğimiz ve tecrübeli oyuncular bunu sağlamakta en büyük paya sahip olacaklar. 

Yardımcı koçlarınızı getirdiniz, neler söyleyebilirsiniz? 

Yardımcı koçlarımı getirmem Türkiye’deki koçların yetersiz olduğunu düşündüğümden değil, aksine onlarla beraber çalışabilecek bir ortam yaratmak içindi. Kondisyonerimiz değişik sistemlerle kondisyon yükleyecek takıma. Tanıdığım hocaların olması güzel, onlar benimle daha önce de çalıştılar, felsefemi biliyorlar. Tam olarak istediklerimi yapıyorlar ve konuşmadan bile anlaşabiliyoruz.

Gelişmiş istatistikleri takip ediyor musunuz? Bu tür şeylerin oyunun içinde daha fazla yer alacağına ihtimal veriyor musunuz? 

Saygı duyuyorum böyle şeylere, fakat sahada neler olup neler olmayacağını görmek benim için istatistikten daha önemli. Oyuncuların neler yaptıklarını, nasıl oyuncular olduklarını anlamak daha önemli bence. Sonuçta sahada olmak, sahayı hissetmek tamamen farklı bir durum ve onlara güvenerek onları kullanmak ise bana göre her şeyden önemli.

Oyun felsefeniz nedir? 

Bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim. Şu şekilde ya da bu şekilde olmuyor, çünkü oyunun iki tarafının da aynı derecede oynanması gerekli. Euroleague takımları oyunun iki tarafını da muhteşem oynuyor, bazen hiç sayı yemiyorlar ama final maçında da 100 sayıya yaklaşabiliyorlar. Bizim için öncelik neleri iyi yapabildiğimizi tespit edip diğerine daha da fazla çalışmak olmalı.

Türk Telekom’da bu sezon yüksek tempo basketbol mu, yoksa düşük tempo basketbol mu izleyeceğiz? 

Benim takımlarımda her zaman yüksek tempo olur ve bu sezon da bu durum değişmeyecektir. Taraftarın da hoşuna gideceğini bildiğim son derece yüksek tempolu, keyif veren bir takım olmaya çalışacağız. Tabii elimizdeki oyuncular da önemli bunun için. Eğer elinizde iyi hücum edebilecek, yüksek tempo oynayabilecek oyuncular olmazsa böyle bir oyun oynayamazsınız. Bizim elimizde çok iyi hücumcular var. Yani yüksek tempo oynamaktan çekinmeyeceğim. 

Basketbolun pick&roll’e çevrildiğini düşünüyor musunuz, siz de bu tür hücumları mı tercih edeceksiniz? 

Avrupa’nın en iyi en güçlü takımları bu konuda mükemmelleşmiş durumda. Olympiacos bu işi en iyi yapan takım ve iki senedir Avrupa Şampiyonu oluyor. Onlar iyi bir pick&roll takımı oldukları için onun üzerine yoğunlaşıyorlar ama oyunun sadece bir parçası o. Kerem Tunçeri gibi iyi pick&roll oyuncularınız olursa uygulamak da kolay oluyor tabii; ilk önceliğimiz değil ama kesinlikle kullanacağız.

Savunmada bir planınız var mı, baskılı savunmalar gibi sürprizler hazırlıyor musunuz? 

Oyuncular ve koçlar bazı değişik savunmalar kullanabilir fakat bu alışkanlık isteyen bir şeydir. Kadro yapısına göre değişir, şu an cevaplayamıyorum ama 2 - 3 ay içinde bu soruyu daha iyi cevaplayabilirim. Birkaç sürprizimiz tabii ki olacak...

BEKO Basketbol Ligi hakkında neler düşünüyorsunuz? 

Türkiye Ligi çok çok güçlü bir lig ve her sene daha da güçleniyor. Mücadele etmesi gerçekten zor bir lig, şampiyon takımın kim olacağı kesinlikle belli değil. Mücadele etmek keyifli ve zor olacak. Şampiyonluk hedefimiz var diyemeyiz ama iyi bir basketbol oynayarak yukarılara çıkmak istiyoruz. 

Müthiş koçların olduğu bir sezon var, koç mücadelesi olacak mıdır?

Koçların iyi olduğu liglerde mücadele de yüksek olur. Ben de bu rekabetten çok hoşlanıyorum. Sert bir sezon olacak. Ben oyuncularımla beraber iyi bir takım olacağımıza ve koçluk yeteneğimi daha iyi sergileyebileceğime inanıyorum. 

Eurobasket 2013 için düşünceleriniz neler? 

Birçok yıldız gelmiyor ve karmaşık bir turnuva. Slovenya çok iyi, İspanya da çok iyi durumda, müthiş bir basketbol atmosferi olacaktır. Çok zor olacak, hiçbir takım favori değil, hiçbir takımın yeri garanti değil, herkes birbirine çok yakın. Fransa, İspanya, Türkiye çok iyi takımlar, ama bu takımlardan başka bir takım da şampiyon olabilir. Hırvatistan’a gelirsek; sakatlıklar moralleri çok bozdu, kadroyu şu an tam bilemiyoruz. Eğer tam kadro olsaydık bile zorlanabilirdik, şimdi ise daha da zor olacak gibi gözüküyor. Andric de orada ve belki turnuva kadrosuna kalırsa uzun süre ondan faydalanamayacağım, fakat onunla birbirimizi anlayabiliriz. 

Şutunuz için çalıştınız mı yoksa doğuştan bir yetenek miydi? Bunu takıma aktarmaya çalışacak mısınız? 

Sadece çalışma ile oldu. Ben aslında iyi bir şutör değildim. Çok çalıştım ve zaman içinde iyi bir şutör haline geldim. Oyuncularıma da bunu söyleyeceğim. Oyuncuları anlayabiliyorum ve şutlarındaki dengeyi bulmalarını sağlamakta yardımcı olacağım. Burada olanaklarımız çok güzel, verimli çalışırsak bir şeyler yapabiliriz. Gideceğimiz kampta bunları ilerletmeye çalışacağız ve takıma nasıl katkılarım olacak göreceğiz.

İçerik: Basketfaul Dergisi