25 Haziran 2009 Perşembe

Tatillll

2 hafta falan yokum, kendinize iyi bakın...

24 Haziran 2009 Çarşamba

Ufuk Renault'ta, Fletcher Beşiktaş'ta


Oyak Renault'un bir yerli transferi daha yapacağını yazmıştık daha önce. O isim Ufuk Kaçar olmuş. Tecrübeli oyuncu her geçen sezon oyununu geliştirdi, geçen yıl doruk noktasına ulaştı. Gelecek sezon tekrardan yuvasına döndü. Nedim Dal'ın gitmesiyle birlikte kaptanlığı da Ufuk yapacak. Diğer transfer haberi de BJK Cola Turka'dan. Kevin Fletcher'ı kadrosuna katmış siyah beyazlılar. Aris Enisey gibi takımlarda forma giymiş bir isim. Pek tanımasam da hücumundan ziyade savunması ile dikkat çekiyormuş. 4 numaraymış bu adam..BJK'li arkadaşları tatmin etmeyecek bir transfer gibi duruyor, bakalım.

Kim Bu #4


Oynadığı dönemde ligimizin önemli yabancılarındandı, basketbol zekası ön plandaydı. Bir tüyo daha, takımının en skorer ismiydi. Bakalım çıkarabilecek misiniz...

23 Haziran 2009 Salı

Cenk Akyol Nereye Gidecek?


Efes'in kadro bolluğundan dolayı "Kendine kulüp bul" denmiş Cenk'e. Tanjevic Milli Takım'a da almadı. ABD'de kampa gidecekmiş ve bu süreçte de gelen teklifleri değerlendirecekmiş. Menajerlerine bu yönde bilgi vermiş, olursa Avrupa'da olabilirmiş. Var mıdır bir fikriniz? Nerede görmek istersiniz Cenk'i?

Ümit Sonkol


Tecrübeli oyuncu Türk Telekom ile temas halindeymiş, görüşmelerin neticesi önümüzdeki günlerde sonuçlanır sanırım.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Hakan ve Caner Antalya'da


Transferin hızlı ekibi Antalya BŞB., Hakan Erol ve Caner Şentürk ile anlaşmış. Geçen sezonu Kepez'de geçiren Hakan başarılı bir performans ortaya koymuştu. Caner ise Erdemir'de çoğunlukla benchte otursa da zaman zaman iyi işler yaptı. İki oyuncu için de hayırlı uğurlu olsun, ne diyelim.

Cezalar Belli Oldu


Olaylı F.Bahçe Ülker- Efes Pilsen serisinden sonra, sular durgunken açıkladı federasyon cezaları. Fenerbahçe Ülker 5 maç seyircisiz + 40 bin TL ceza almış. Sarı-lacivertlilerin yöneticisi Murat Özaydınlı'ya da 30 gün hak mahrumiyeti + 4bin TL ceza vermişler. Haydi o zaman, pamuk eller cebe...

Tanjevic Bunamaya Başlamış


En kısa zamanda "Milli Takım Antrenör"lüğüne "Türk antrenör" getirilsin! Nalga'sı, Atsür'ü, Solak'ı, Hersek'i.. Abuk subuk adamlarla doldurmasınlar orayı. Kadro açıklandığından beri kin kusuyorum resmen. Hüseyin Beşok, Kaya Peker gibi adamlar alınmıyor da gereksiz bir sürü çapulcu dolduruluyor. Yahu sen de göz, nizam yok mudur hiç? Yok Kaya ile küsmüş, Hüseyin ile sorunluymuş.. Burası "Dingo'nun Ahırı" değil Tanjevic, burası 70 milyonun en iyi 12 tane dev adamını barındırması gereken bir yer. Ve sen bu takıma böyle adamları çağırıp da başarı bekliyorsan ne diyeyim sana. Bir önceki postta, karar Tanjevic'in inanmak lazım dedim, yine inanacağız mecburen kaçış yok ama, elindeki bu imkanları neden kullanmaz insan? Hüseyin Beşok belki de kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçirdi bu yıl. Kaya Peker, TBL şampiyonluğunu elinden aldı, pota altında kim varsa sildi süpürdü, kadroda göremiyoruz kendisini. Cemal ile Fatih Solak'ı toplasan 1 tane Kaya etmez benden söylemesi.

Hararetli bir yazı olduğunun farkındayım, varsın olsun. Ligde son maçını 22.11.2008 tarihinde oynayan Engin Atsür de milli takımda.. Ligin açık ara asist kralı Hakan Köseoğlu bir yerlerini yırtsa da alınmaz bu milli takıma hoca. Artık inanmıyorum hiç bir şeye. Ya bu Turgay Demirel gidecek, ya da Tanjevic. Hakan'ın kadroya çağrılması için değirmen smaç yapmasını falan mı düşünüyor acaba "Tecrübeli antrenörümüz"?

Oldu olacak, hazırda Harun Erdenay da varken, onu da oyuncu-menajer kıvamında alsaydın kadroya? Vallahi çoğu adamdan daha işe yarar bu yaşında. Ne diyeyim ki sana, milli takım Polonya'da müthiş bir basketbol oynasın, hem seni şaşırtsın, hem bizi..

Zaten şaşacağımız kadar şaştık, gözlerimiz şaşı oldu baba.

Milli Takım Aday Kadrosu Açıklandı


OYUNCUTAKIMI
Fatih SolakAliağa Petkim
Cevher ÖzerBeşiktaş Cola Turka
Barış HersekDarüşşafaka Cooper Tires
Ender ArslanEfes Pilsen
Engin AtsürEfes Pilsen
Kerem GönlümEfes Pilsen
Kerem TunçeriEfes Pilsen
Sinan GülerEfes Pilsen
Oğuz SavaşFenerbahçe Ülker
Ömer AşıkFenerbahçe Ülker
Ömer OnanFenerbahçe Ülker
Semih ErdenFenerbahçe Ülker
Cemal NalgaGalatasaray Cafe Crown
Hidayet TürkoğluOrlando Magic
Evren BükerGalatasaray Cafe Crown
Ersan İlyasovaRegal FC Barcelona
Bekir YarengümeTürk Telekom


Aşağı yukarı beklendiği gibi bir kadroyla gideceğiz şampiyonaya. Tanjevic, Bekir ve Evren'e ilk kez A Milli Takım'da şans verecek. Engin Atsür koca sezon sakattı, çağrılmış kadroya. Yerine Hakan Köseoğlu düşünülebilirdi. Hüseyin Beşok'un alınmaması zaten bir klasik haline geldi. Yaptığı açıklamalarla çoğu kişinin tepkisini çeken Mehmet Okur da yok. Zaten olması da beklenmiyordu.F.Bahçe Ülker'i ve Tanjevic'i kupadan eden Kaya niye yok? Ne işler dönüyor kimbilir Bu kadroya güvenmiş coach, biz de güvenmek zorundayız.

21 Haziran 2009 Pazar

Cin Kerem




Kerem bu pozisyonda karşı tribünde "güzel bir hatun" görmüş olamaz herhalde di mi? :)

*Resmi büyültmek için resme tıklayınız.

Hüseyin Beşok Telekom Yolunda


Sezona oldukça sağlam giriyor Türk Telekom. Coach olarak Murat Özyer ile anlaşan mavi-beyazlılar, Soner'den sonra Hüseyin Beşok'u da bitirme aşamasına gelmiş. Murat Özyer'in büyük torpili olmuştur tabi bu konuda. İşin ilginç tarafı, Galatasaray neden sözleşme yenilemedi kendisiyle anlamış değilim. Önümüzdeki sezon Türk Telekom için sezon çok iyi geçeceğe benziyor. Unutmadan, Galatasaray'ın şu transfer politikası ile ilgili bir yazı da patlatalım yakında.

Kemal Tunçeri


Tecrübeli oyuncu seneye 2.Lig ekiplerinden Hacettepe Gofy'de forma giyecek.

Soner Şentürk Telekom'da


Sezonun en flaş isimlerinin başında geliyordu Soner. Özellikle unutamadığım Fenerbahçe Ülker maçları var, geminin dümenine o geçmişti ve maç kazandırmıştı. Bu ligde yerli guardlar arasında Hakan Köseoğlu'ndan sonra en iyi 2. delici diyebilirim herhalde rahatlıkla. Bu sezon bunu çok yaptı. Asist konusunda da muazzam bir yıl geçirdi. Seneye Türk Telekom'da izleyeceğiz kendisini. Sonunun Barış Ermiş gibi olmaması dileğiyle.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Alper Saruhan Aliağa'ya Doğru


Geçtiğimiz sezonu Oyak Renault'ta tamamlayan Alper Saruhan, Aliağa Petkim ile anlaşmak üzereymiş. Maddiyatta anlaşamamışlar Oyak Renault ile. Doğrusunu söylemek gerekirse Alper, Renault'ta alacağı süreleri Aliağa'da alamaz, ama kendisi parayı tercih edecekse bize susmak düşer.

19 Haziran 2009 Cuma

Rakocevic Efes'te Gibi


Şurada yer alan habere göre Efes Pilsen, Sırp oyuncuyla anlaşmış. Kontratının 1 yılı opsiyonlu toplam 2 yıl olduğu yazılmış. Bu transfer resmi merciiler tarafından onaylanırsa Vujanic de yolcu olacakmış. Seneye Avrupa'da başarı için süper bir transfer bu. Sağlam ve eli düzgün bir 2 numara. Yugoslavya ekolünden yetişme bir eleman. Fenerbahçe Ülker-TAU maçlarında da iyi bir performans ortaya koymuştu. İlk maç özellikle oyunun kaderini belirlemişti. İki maçta toplam 40 sayı bırakmıştı potamıza. Ayrıca TBL için fazla diyebiliriz Sırp oyuncu için. Efes Pilsen transfer komitesini tebrik edelim ve böyle bir adamı izlettirecekleri için de takdir edelim.

Erkan Veyseloğlu Erdemir'de



Transfer sezonunda ilginç gelişmeler devam ededursun, Erkan da Zonguldak'ın yolunu tutmuş. İsmi Galatasaray Café Crown ile anılıyordu başarılı oyuncunun. Erdemir bu sene playoffları zorlayacak gibi duruyor, Hakan Köseoğlu'nu da kadroya dahil etmişlerdi. 1-2 kaliteli yabancı ile ligin tozunu attırırlar artık.

Ersan'lı Barça Şampiyon


TBL Finaline ve transfer gündemine daldık gittik iyice.. ACB'de Ersan İlyasova'nın takımı Regal Barcelona, TAU'yu 3-1 ile geçip şampiyon olmuş. Tebrikler Ersan... Bence artık senin için NBA'de oynama zamanı geldi, en azından bunu hak ediyorsun.

Asım Pars Mersin'de, Mutlu Demir Oyak Renault'ta


Türk Telekom'da az süre alıyordu Asım. Karşıyaka'dan eski hocası Ahmet Kandemir ile yolları Mersin BŞB'de kesişti. Mersin'de faydalı olacağını düşünüyorum. Oyak Renault da, pivot Mutlu Demir ile 1 yıllığına anlaşmış. Bursa ekibi bir yerli transferi daha yapacakmış bunun üstüne.

Cengiz Karadağ GS Café Crown'da


Şimdiden hayırlı olsun. Cengiz Abi ile biraz önce görüştüm. Galatasaray Café Crown'da Okan Çevik'in yardımcılığını üstlenecek. Bu iş %99 oldu. Galatasaray Café Crown dışında 2 takımdan daha teklif almış ama son karar olarak Galatasaray Café Crown'u seçmiş.

18 Haziran 2009 Perşembe

Damir Mrsic


Sizce bırakır mı, yoksa bir sene daha devam eder mi? Şu son final serisindeki performansıyla, ortaya koyduğu yüreğiyle "DEVAM ETSİN" be abi.. Etsin! Ne zaman ki o şutlar girmez olur o zaman bıraksın...

Ersin Görkem Kepez'de, Hakan Demir Karşıyaka'da


Antalya BŞB'li Ersin Görkem'in transferi aslında dün kesinleşmişti, ama ben final serisi modunda olduğum için ancak şimdi yazabiliyorum. Kendisi Antalya şehrini çok sevdiğinden kalmış orada. Sadece takım değiştirmiş. Bir transfer haberi de Karşıyaka'dan geldi. İzmir ekibi de coach Hakan Demir ile anlaşmış. Çok az ihtimal veriliyordu bu işe.. Diğer coachlarda sorun çıkmış olabilir.

Efes Pilsen ve F.Bahçe Ülker Değerlendirmesi

Geçen sezon Fenerbahçe Ülker'in kadrosuna bakalım. Tarance Kinsey,James White, Willie Solomon,Damir Mrsic, Gasper Vidmar, Emir Preldzic

Ömer Aşık,Ömer Onan,Rasim Başak, İbrahim Kutluay, Hakan Demirel, Semih Erden, Oğuz Savaş, Mirsad Türkcan, Serhat Çetin ve Alican Güney.

Bu sezonda değişen oyuncular Devin Smith-Marques Green-Gordan Giricek üçlüsü. Türk olarak da Enes Kanter, Orhan Demir, Maxim Mutaf gibi oyuncular var.

Öncelikle bu sene gelen yabancıların Fenerbahçe Ülker'de oynayacak kapasitede olmadıklarını belirtmemiz lazım.Marques Green. Eyvallah Ted Kolejiler'de ve Fransa'da iyi maçlar oynadı, iyi de bir oyuncu ama Fenerbahçe Ülker gibi Euroleague takımında oynayacak bir oyuncu değil. 1.65'lik boyuyla her maç ezdiler Avrupa maçlarında adamı. Sayı bakımından da bu sene kısır kaldı. Belki de Tanjevic böyle oynattı onu ama, baktığımızda asist oranları da pek iyi değil. Air Avellino'dan takım arkadaşı Devin Smith'ten de söz edelim. Smith tam bir takım oyuncusu. Zaman zaman ceza şutlarını da sokabilen bir oyuncu. Ama potaya gidemiyor, drive edemiyor. Bildiğiniz gibi Tarance Kinsey'in yerine alınmıştı. Şimdi Kinsey ile Smith'i kıyaslamaya gerek yok, kıyaslanmaz da. Smith'in savunmasının iyi olduğunu söyleyebiliriz ve müthiş bir blokçu. Ligde ve playofflarda kendini gösteremedi ve fazla faydası dokunmadı sarı lacivertlilere. Sıra geldi sezonun balon transferine. Gordan Giricek. Meğer sakat adamı getirmişler haberimiz yok. Nisan ayından beri eline top değmedi. Oynadığı dönemde de bildiğimiz Giricek gibi oynamadı. Kısacası ona verilen tonla para boşa gitti. Giricek'e o kadar para verileceğine İbrahim Kutluay takımda tutulsaydı çok daha mantıklı olurdu. Mesela final serisinde sıkışan Fenerbahçe Ülker hücumlarında el üstü 2-3 şut sokardı en azından. Willie Solomon'un Tanjevic tarafından istenmeyerek gönderilip, kurtarıcı olarak geri alınmasına ne demeli? Final serisinde izlediğimiz Solomon doğal olarak tam hazır değildi.
Bu da Fenerbahçe Ülker'i olumsuz etkiledi. Sezon içinde Fenerbahçe Ülker'in aldığı 8 mağlubiyet ben dahil çoğu Fenerbahçe'liyi kuşkuya düşürdü. Efes Pilsen ise Banvit ve F.Bahçe Ülker'e yenildi. (İlk yenilgisini Crispin'in hayvani oyunuyla ilk maçta kaybetmişlerdi.) Efes kazanmayı alışkanlık haline getirdi bu yıl. Baktığımızda Thornton-Charles Smith-Kasun gibi Avrupa'nın en iyi oyuncularını getirdiler. Kakiouzis gibi iyi bir 4 numara buldular. Sakatlanmasaydı Milos Vujanic de çok yararlı bir isimdi, ama talihsizlik oldu o konuda. Sonra, Vujanic sakatlandığı için Kerem Tunçeri'yi transfer ettiler. Bu da doğru bir tercih oldu.Senenin başından beri eleştirdiğim Shumpert de cevabı final serisindeki oyunuyla verdi. Yine Ergin Ataman'dan çok az süre alan Sinan Güler, Solomon'un başını yedi, skora da katkı verdi final serisinde. İki takımın transfer politikasına baktığımız zaman, Efes'in skor,savunma ve bench opsiyonu olarak Fenerbahçe Ülker'den çok ama çok iyi olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe Ülker'in yanlış transfer politikaları (ya da yanlış demeyelim de, yetersiz transferleri) zaten Efes'in süpürüp şampiyonluğu alacağı yönündeydi. Fenerbahçe Ülker iyi başladı ama sonunu getiremedi. Sonuçta, hak eden ve daha iyi olan taraf şampiyon oldu.

17 Haziran 2009 Çarşamba

Şampiyon Efes Pilsen




Maça Solomon ve Smith'in iki üçlüğü ile başladı F.Bahçe Ülker. Çılgın taraftar topluluğu önünde Efes Pilsen yine bildiğimiz hücum düzenindeydi. F.Bahçe Ülker'in savunması Efes'e nazaran daha iyiydi. Sarı lacivertliler Mirsad ve Vidmar ikilisi ile pota altında iyi işler yaptı. 04:09'da 16-8 Fenerbahçe Ülker üstünlüğü ile geçildi. Kaya oyunda iken ıslıklandı, hatta uğruna küfürlü tezahüratlar da yapıldı. İlk çeyrekte dikkatimi çeken 2 unsur var. Birincisi Kerem Gönlüm 3 faule ulaştı. İkincisi ise her iki takım da top kaybı yapmadılar. Solomon'un sayılarıyla Fenerbahçe Ülker ilk çeyreği 25-21 önde geçti.

İkinci çeyreğe hızlı başlayan taraf Efes oldu. 14-4'lük bir seri yakaladılar ve 35-29 öne fırladılar. Yakalanan bu seride Kaya Peker'in müthiş katkısı vardı, ilk yarı bitmeden 17 sayıya ulaştı. Fenerbahçe Ülker'de işler iyi gitmeyince Tanjevic molaya başvurdu. 04:37 Efes farkı 10 sayıya kadar çıkardı (33-43). Kerem Tunçeri takımı iyi yönetti. Fenerbahçe Ülker'in savunması da sos vermeye başladı, üstüne Ender'den gelen bir üçlük ile skor 48-37'ye geldi. Son hücumlar da iki ekip de sayı bulmakta zorlandı ve ilk yarıyı 50-41 Efes Pilsen önde tamamladı.

3. çeyreğe Kaya'nın basketiyle başlayan Efes'e karşılık Devin Smith 2 isabetsiz şutla cevap verdi. Neyse ki yaşlı kurt Damir Mrsic üçlük ile biraz olsun nefes verdi takıma. Bu çeyrekte Damir'in 2 tane üçlüğü var ki, Fenerbahçe Ülker'in maça yeniden ortak olmasını sağladı. Damir Mrsic oyuna ağırlığını koydu, Willie Solomon'a güzel bir asist yaptı ve Fenerbahçe Ülker geriden gelerek 57-54 üstünlük kurdu. Bu seride görmediğimiz bir sayı oldu ki, Mirsad Damir'e pota altında servis yaptı. Çeyreği 65-59 sarı lacivetliler önde geçti.

Son çeyrekte Emir Preldzic sazı eline aldı. Üst üste bulduğu iki üçlük ile durum 71-69'a geldi. 6 maçta da hiç bir şey yapmadı dediğimiz Charles Smith en kritik sayısını buldu ve boş üçlüğü yolladı, Fenerbahçe Ülker hücumdan boş döndü, bu kez de Kaya sahneye çıktı. Maçın sonunda Devin Smith saçma sapan bir top kaybı yaptı ve Efes avantajı eline geçirdi. Son hücumlarda (sanırsam 5 kez) ribaund alıp hücum yapan Fenerbahçe Ülker sayıyı bulamadı ve Efes Pilsen özlediği şampiyonluğa kavuştu. MVP ödülünü de Thornton'a vermişler, o da hak etti eyvallah diyelim.. King Solomon'un da Avrupa kariyerinde ilk defa bir sezonu kupasız kapattığını da belirtelim.

Bu arada maç sonu yaşanan olaylar hiç hoş değildi. Spor bu, kazanırsın, kaybedersin. Bunu kabullenmek, sonucu kabullenmek lazım... Öncelikle bu bir insanlık ayıbıdır. İnsan değilsen gelme o salona. Sonra ne diye taşkınlık çıkarıyorsun? Sabundan bile temiz bir maçtı açıkçası ve hak eden şampiyon oldu. Son olarak; gördüğünüz gibi maç hakkında hiç bir kişisel yorum yapmadım. Zaten yapsak ne farkeder, "Şu iyi,bu kötü" desek ne olur? Efes takır takır oynadı, babalar gibi aldı şampiyonluğu. Tebrik ederim. Bu da ufak bir anektot olsun.

:) Biraz önce kuzenin MSN yazısında şöyle bir yazı gördüm: "Şampiyon Efes de, bira sponsoru kim?"

Eee doğru ya ne denir?
- Doğru :)

16 Haziran 2009 Salı

TBF Disiplin Kurulunun Ceza Kararı


Önce kendi yorumumu yapayım, sonra metnin esasını okursunuz. Hatta uzun gelir okumazsınız da :) Federasyonun verdiği cezalar hafif geldi bana. Rasim'in 6 maç ve 10.000 TL ceza alması normal, anormal olan Tanjevic ve Mirsad'ın ceza almaması. Tanjevic Milli Takım koçu ya, hakemlere her haltı yapmakta özgürdür, maç sonrası hakemleri itelemek gayet normal bir davranıştır.(!) Erşan Kartal'ın gözünün içine baka baka ana avrat kayan Mirsad'a da men cezası gerekirdi. Ayrıca 12.500 TL para cezası verilmiş Fenerbahçe Ülker'e. Bunun yanına saha kapatma cezası da verilmeliydi diye düşünüyorum.


TÜRKİYE BASKETBOL FEDERASYONU

DİSİPLİN KURULU

TOPLANTI TARİHİ VE NO : 16.06.2009 - 45

KARARIN TARİHİ VE NO : 16.06.2009 - 140

KARAR

OLAYLAR :

14.06.2009 tarihinde İstanbul’da oynanan EFES PİLSEN - FENERBAHÇE ÜLKER BEKO BASKETBOL LİGİ PLAY OFF FİNAL müsabakasının 4. periyodunun bitimine 13 saniye kala Fenerbahçe Ülker taraftarlarının küfürlü tezahüratta bulunmaları ve sahaya yabancı maddeler (pet şişe, çakmak, bozuk para vb.) atmaları sebebiyle müsabaka durdurularak 1 kez anons yapılmıştır. Müsabakanın 4. periyodunun bitimine 13 saniye kala oyunun duraksadığı anda meydana gelen olaylar sırasında Fenerbahçe Ülker sporcusu Rasim Başak’ın hakem masasına tekme atması, uygunsuz küfürlü söz ve davranışlarda bulunması, bu nedenlerle müsabakada görevli masa hakemlerinin tedirgin olması ve teknik teçhizatın arızalanması sebepleriyle konu ile ilgili dosya Kurulumuza sevk edilmiştir.

İNCELENEN BELGELER;

TBF Sevk Yazısı, Teknik Komiser Raporu, Hakem Raporu, Lig Komiseri Raporu, Savunma Yazıları.

GEREKÇE VE KARAR;

Disiplin soruşturmasına esas Teknik Komiser Raporu, Hakem Raporu ve Lig Komiseri Raporu ayrı ayrı incelenmiş, Fenerbahçe Ülker Kulübü ve Rasim Başak’ın savunma yazıları Resmi Raporlarla birlikte değerlendirildiğinde; müsabakanın 4. periyodunun bitimine 13 saniye kala verilen bir hakem kararı sonrasında Fenerbahçe Ülker taraftarlarının müsabaka hakemleri aleyhinde küfürlü tezahüratta bulundukları ve sahaya çok sayıda yabancı maddeler (pet şişe, çakmak, bozuk para vb.) attıkları, neticesinde 7 nolu oyuncuya centilmenlik dışı faul, Fenerbahçe Ülker benchine ve bir kısım Fenerbahçe Ülkerli sporcuya Teknik Faul çalındığı, takiben 1 kez anons yapıldığı ve müsabaka hakemlerinin soyunma odasına gittikleri, bu esnada Fenerbahçe Ülker sporcusu Rasim Başak’ın hakem masasını tekmeleyerek uygunsuz küfürlü söz ve davranışlarda bulunduğu, bu nedenlerle masa hakemlerinin kendilerini geriye atarak darbeden kaçabildikleri, masaya gelen darbe nedeniyle teknik teçhizatın arızalandığı, hakemlerin teknik teçhizatın onarılması için içeride 20 dakika bekledikleri, sonrasında teknik problemin giderilerek, müsabakanın kalan 13 saniyesi oynanırken Fenerbahçe Ülker taraftarlarının bu arada yine küfürlü tezahüratta bulundukları tüm dosya muhteviyatı ile sübuta erdiğinden;

1-Fenerbahçe Ülker taraftarlarının eylemlerine uyan Disiplin Yönergesi’nin 7 ve 29.2.2. Maddeleri gereğince, sahaya yabancı maddeler atılması, neticesinde oyunun durdurularak anons yapılmasına sebebiyet verilmesi nedeniyle; 5.000-TL PARA CEZASI ile FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ BASKETBOL ŞUBESİ’NİN tecziyesine,

2-Fenerbahçe Ülker taraftarlarının eylemlerine uyan Disiplin Yönergesi’nin 7 ve 29.2.3. Maddeleri gereğince, birkaç kez küfürlü tezahüratta bulunulması nedeniyle; 7.500-TL PARA CEZASI ile FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ BASKETBOL ŞUBESİ’NİN tecziyesine,

3-Fenerbahçe Ülker sporcusu Rasim Başak’ın eylemlerine uyan Disiplin Yönergesi’nin 18 ve 36. Maddeleri gereğince; hakem masasına tekme atması, uygunsuz küfürlü sportmenliğe aykırı söz ve davranışlarda bulunması nedenleriyle; 6(ALTI) MAÇ MÜSABAKALARDAN MEN VE 10.000-TL PARA CEZASI ile tecziyesine,

işbu kararın ilgililere tebliğine, Disiplin Yönergesi’nin 51. maddesi çerçevesinde para cezasının 30 gün içerisinde ödenmesi gereğinin bildirilmesine oy birliği ile karar verildi.

Başkan Başkan Vekili

Av. Akın SÜEL Av. Feridun ÖZTOP

Raportör Üye Üye

Av. İsmail BAĞDATLI Av. Ata DİNÇER Av. Tayfun ILICA

Aslı Gibidir.


Türkiye Basketbol Federasyonu'ndan alıntıdır.

Antalya Transferleri Sürdürüyor



Antalya BŞB Oktay Yılmaz ve Umut Yenice ile 1 yıllığını anlaşmış. Umut'tan beklenenler oldukça fazla ve takımın önemli adamı olacaktır. Oktay ise Banvit'te süre alamıyordu. Daha fazla şans bulur ve basketbolunu geliştirir temennilerimizle posta son veriyoruz.

Tofaş'ta Hedef Mehmet Yağmur


Adı Galatasaray Café Crown ile de anılan Mehmet Yağmur'u Tofaş coachu Nihat İziç takımda görmek istiyormuş. Beşiktaş Cola Turka Mehmet'i gözden çıkardığına göre, bu transferin gerçekleşmesi oldukça muhtemel. Olursa alan da razı olur satan da. İlerleyen günlerde netlik kazanır diyip bitirelim yazımızı.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Bir Transfer Haberi Daha


Hakan Köseoğlu'nun Erdemir'e transferini yazmıştık .Galatasaray Café Crown, Evren'den sonra guard bölgesine yerli takviye yapmış ve Can Akın'ı kadroya dahil etmiş. Mişli konuşuyorum çünkü henüz Galatasaray Spor Kulübü Resmi Sitesi'nden böyle bir haber çıkmadı. Ama GSBasket.org'da böyle bir başlık vardı. Neyse bu transfer de tamamen netleşirse Evren'in yanına sapasağlam bir guard daha katacak sarı kırmızılılar. Son olarak Salsa Basket'ten okuduğuma göre Ersin Görkem de gelebilirmiş Florya'ya.

Ayıptır!


Abdi İpekçi'de oynanacak maç için Efes taraftarlarına ayrılan bilet fiyatları 110 TL'ymiş. Ayıptır, günahtır. Serinin en baba maçında Efes taraftarına yapılan bu iş basketbol mantığımızın da ne derece geliştiğini gösteriyor.

14 Haziran 2009 Pazar

Efes Kazandı, Ya Türk Basketbolu?


Gergin maç bitti sonunda. Oh dedim be. Uzatmadan maç ile ilgili görüşlere geçeceğim.

Fenerbahçe Ülker maça başladığı ilk beşte Green'in yerine Solomon, Mrsic'in yerine Ömer Onan ile başladı. Tanjevic'in böyle farklı bir iş yapması, kaybedilen maçlardan bir şeyler çıkardığını gösterdi bana. İlk çeyrekte Fenerbahçe Ülker yine basit top kayıpları yaptı. Solomon Charles Smith savunmasında rahat rahat içeri girince ve sayı asist dağılımlarını yapınca, Ataman Sinan Güler'i sürdü oyuna. Bugün hiç şüphe yok ki maçın adamı Sinan'dı. Oyuna girdiği andan itibaren Solomon'un ensesindeydi. Bu zaten bildiğimiz bir şeydi, ama Sinan şut da soktu bugün. 2'si ilk yarıda olmak üzere toplam 3/4 üçlüğü var. Ve bu atışlar maçın kritik anlarındaydı. Zaten seviyordum Sinan'ı, helal olsunu haketti. Gerçekten haketti. Kaya Peker de maçın başından itibaren hırsıyla, inancıyla güzel bir maç çıkardı. Unutmadan yazayım şunu da.. Nur Germen'in Ömer Onan hakkında hoş bir lafı vardı maç esnasında : "Ömer gibi 5 tane oyuncu ver harbe girerim." Neyse konuyu dağıtmayalım, Efes ilk periyodu 4. maçta olduğu gibi 24-12 üstün geçti. İkinci çeyrekte sarı lacivertli takım savunmada daha iyi oynamaya başladı. Set hücumlarında sıkıntı çekseler de Solomon ve Green iyi yönetti takımı. Yalnız Ömer Aşık'tan bahsetmeden olmayacak. Oyuna girdiğinden beri faulle durduruldu Ömer ama 2/7 serbest atış yüzdesi vardı. Düşünün, böyle bir maçta ne kadar önemli o atışlar. Çok da aradı Fenerbahçe Ülker. İlk yarının bitimine 2:42 kala Solomon serbest atışlarla farkı ikiye çekti (33-31). Devre de karşılıklı basketler ile 39-35 Efes lehine sonuçlandı.

3. periyotta Tanjevic Oğuz Savaş'ı koydu pota altına. Şu maça gelene dek varlığıyla yokluğu belli değildi Oğuz'un. Ama bu maçta özellikle bu periyotta iyi oynadı. 7:01 kala Oğuz'un serbest atışlarıyla skor 39-37'ye geldi. Fenerbahçe Ülker Oğuz'un da katkısıyla pota altında büyük üstünlük kurarken, Efes sayı bulmakta zorluk çekti. Nitekim, bu çeyrekteki ilk sayılarını da 5:45'te buldular. Herşey Fenerbahçe Ülker lehine gidiyordu, bunun üstüne Kasun da 4'ledi. Bir ara kenardan Vidmar'ın ismi duyuldu, ama ne olduysa Tanjevic vazgeçti. Finallerde Fenerbahçe Ülker'in en büyük sıkıntısı olan top kayıpları da yine can yaktı. Tam 13 top kaybı ile oynadı deplasman ekibi. Üçüncü çeyrek kafa kafaya giderken, son 1 dakika kala Efes birden canlandı ve farkı 5'e çıkararak final periyoduna 56-51 girdik.

Dananın kuyruğunun koptuğu bu bölümde aslında Fenerbahçe Ülker'in daha olumlu oynadığını düşünüyordum. Solomon doğru işler yapmaya başlamıştı. Aklımda kalan bir pozisyon var örneğin, penetre edip Sinan'a bir feyk çakıp harika bir turnike bıraktı. Hakikaten tecrübe kalite kokan bir basketti bu. Efes de Fenerbahçe Ülker de temkinli oynadılar, savunmaları sertleştirebildikleri kadar sertleştirdiler. Son hücumlarda artık heyecan, endişe, korku aklınıza gelecek her şey vardı. Skor dengede, herşey normal. 13 saniye kala top Efes'te ve Ömer Onan top oyuna girmeden Charles Smith'in şortundan formasından bariz çekiyor. Bilmiyorum, ben hakem değilim, faul doğru mudur değil midir, ama ben öyle gördüm televizyondan. Fatih Söylemezoğlu faul düdüğünü çaldı. Bu normal bir düdük olsa hiç kimse galeyana gelmeyecek, olaylar çıkmayacakken sportmenlik dışı faul kararı çıktı.Yeni kurallara göre sportmenlik dışı faul kararı doğruymuş. Buna lafımız yok. Ama Fatih Hoca, böyle bir maçta, 13 saniye kala, Ömer'e normal faul çalsaydın Efes teknik heyeti "Neden sportmenlik dışı faul çalmadın?" diyecek miydi? Sanmıyorum. Paşalar gibi Smith 2 atışını kullanırdı. Sonra da ne olursa olurdu. Bence böyle düşünmeliydi. Sportmenlik dışı çalması doğru bir karar ama benim düşündüğüm gibi davransaydı, ne Mirsad küfredecekti, ne Rasim masayı tekmeleyecekti, ne taraftar küfredecekti, ne de sahaya yabancı madde yağacaktı. İşin bir başka garipliği de, böyle bir kuralın olduğunu bilmeyen basketbolcular var. Türkiye 1.Basketbol Ligi'nin finalindeyiz, Ömer Onan'ın da "Ben top oyunda değilken böyle bir faul yaparsam, hakemler sportmenlik dışı faul çalabilirler." diye de düşünmesi lazım. Eğer Ömer kuralın değiştiğini veya böyle bir faulun olacağını bilmiyorsa bu da başta Tanjevic ve Fenerbahçe Teknik Ekibi'nin hatasıdır. Son olarak Mirsad ve Rasim'in de oyundan diskalifiye edilmemesi de oldukça şaşırtıcı ve düşündürücü. Hakemler neden çekiniyorlar bu kadar?

Neyse maçı öyle ya da böyle 74-68 Efes Pilsen kazandı ve şampiyonluk yolunda iyi bir moral aldı ve avantajı cebine koydu. 17 Haziran Çarşamba günü 20:00'de Abdi İpekçi'de Fenerbahçe Ülker için ya tamam ya devam maçı olacak. Efes Pilsen de özlediği kupaya kavuşma maçına çıkacak. Sabırsızlıkla bekliyoruz.

Transfer Harekâtı


İlk olarak Banvit Telekom'dan Barış Ermiş ve Barış Özcan'a imzayı attırmıştı. Önder Külçebaş Antalya'ya gitti. Oyak Renault cephesinde daha önce coach Yücel Platin'in 3 yıllık sözleşme yenilediğini, yine aynı takımda guard Ahmet Erdoğan'ın takımda kaldığını ve Özgür Bıyık'ın da tekrar geri döndüğünü öğrendiydik. Evren Büker de Galatasaray Café Crown'un yolunu tutmuştu. Yeni gelişmeler de var şu sıralar. Üst üste 3. şampiyonluğunu kovalayan Fenerbahçe Ülker'de Mirsad da 2 yıl uzatmış sözleşmeyi. Hakan Köseoğlu da Erdemirspor'a gitmiş Serhat Uğur ile birlikte. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek transferlere yine yazarız.. Şimdilik bu kadar :)

13 Haziran 2009 Cumartesi

Tanoka Beard


94-95 senesinde Ülker forması ile gördük 2.06'lık babayı. Çok kuvvetliydi, iri yarıydı, hayvaniydi. İlginç saç şekliyle de seyircilerin ilgisini fazlasıyla çekiyordu. Her maçını double double yaparak tamamlardı neredeyse. Sonra Ülker'den ayrıldı, bir kaç sene Avrupa'da kaldı. 2000-2001'de bu kez yolu Fenerbahçe'ye düştü. Burada oynadığı 29 maçın 24'ünde double double yapmış bir varlık. 2 maçta da 9 rebo çekmiş, kıyısından dönmüş öyle bir adam yani. 5 numara pozisyonu için süper bir skorer, hep 20'li sayılarda geziyordu. Biraz önce Baltık Basketbol Ligi sitesini geziyordum, gözüme ilişiverdi. Letonya'nın Rock Basketball takımında oynuyormuş hala. 1971 doğumlu (38 yaşında) ve 17 sayı, 9.3 ribaund ile oynuyor.. Takımının sayı ve ribaund lideri. Letonya Ligi üst seviye olmayabilir tamam ama, 38 yaşındaki Tanoka için de güzel performanslar hala. Ölmemiş yani.. Şuradan istatistiklerine bakabilirsiniz babanın.

12 Haziran 2009 Cuma

Evren Büker G.Saray Café Crown'da


Bu sezonun en iyi 2 numarası Evren, hiç tartışmaya gerek bile yok. SalsaBasket'te yapılan ödüllerde de en iyi gelişim gösteren oyuncu ünvavını almıştı. Onunla ilgili önceden şu postu yazmıştık. Ligin son maçında zaten gitmeyi kafasına koyduğu belliydi. Galatasaray Café Crown anlaşmış. Bence kendisi için uygun bir takım. Alacağı süreyi de kendisi belirleyecektir diye düşünüyorum. Okan Çevik'in ona fazlaca güvenmesi lazım. Galatasaray'lı arkadaşlara anlatalım Evren'i biraz. Bilmeyenler var, GSBasket'e göz gezdirdim az önce.

Evren dedik mi bir kere hırs gelecek ilk olarak akla. Bu adamı canlı canlı en az 10 defa izledim. Performansını artıran en önemli etken hırsı. O hırsı sayesinde beklenmedik işler yapıyor. Bursa'daki Oyak Renault- Galatasaray Café Crown maçında vurduğu smacı hatırlıyorsunuzdur, ve Altay'a arkadan yaptığı bloku da. İşte bunlar hep hırsından kaynaklanıyor. İkinci önemli özelliği cesur olması. Boş bir delik gördüğü zaman içeri dalar, gözü karadır. Ve izlediğim maçların çoğunda içeri daldığı pozisyonların çoğunda da ya basketi bulmuştur, ya da faulle durdurulmuştur. Kolay kolay top kaybetmez, blok yemez. Savunması fena değildir. Akıllı bir oyuncudur da aynı zamanda. Evren'deki en büyük eksi, şutundaki istikrarsızlıktı, ama ligin sonlarına doğru şutlarında da gözle görülen bir artış vardı. Renault seyircisiyle de iletişimi iyiydi, Ultraslan'la da iyi olur diye düşünüyorum. Zaten kendisi Galatasaray taraftarı. Ben eminim ki, Galatasaray Basketbol Şubesi, veya bu transferi kim gerçekleştirdiyse koca bir tebrik onlara. Umarım benche mahkum olmaz. Demek istediğim her takımda rahat 20 dakika alabilecek bir oyuncu. Yalnız GSBasket'te gördüğüm bir kaç yorum var. Bu transferi Galatasaray'a yakıştıramayan ve hedefleri küçültecek cinsten bir transfer olduğuna inanan arkadaşlar var. Büyük ihtimalle söylediklerinizi yutturacak Evren. Defalarca canlı olarak seyrettiğim Evren'i size tanıtmaya çalıştım. Bu yazı ufak da olsa Galatasaray Café Crown taraftarını bilgilendirmiştir umarım.

Kim Bu #3

Bakalım geçmişe dönebilecek misiniz.

Kafa uçmuş dediğimiz gibi Sheed eyvallah hoca, uyandırdın beni de :)

11 Haziran 2009 Perşembe

Efes Ayağa Kalktı : 2-2


Seride durum 2-2 oldu. Böylece iki takım da saha avantajlarını kullanamamış oldular. Güzel oluyor final. 2-0'dan 2-2'ye gelmesi de işin içine renk kattı. Bugün hak eden tarafın kazandığını da rahatlıkla söylemeliyiz. Efes Pilsen maçın başından sonuna kadar üstün götürerek aldı maçı. Yanılmıyorsam Fenerbahçe Ülker bugün hiç öne geçemedi. Sarı-lacivertli takım hücumda da savunmada da çok kötüydü bugün. Guardlar yine berbattı. Tanjevic, Preldzic-Oğuz ikilisini benchte oturttu uzun süre. Halbuki Preldzic ilk iki maçtaki galibiyetlere büyük etkendi. Efes Pilsen'in savunmasını da tebrik etmek lazım. Gerçekten de seride eşitliği yakalamak oldukça zordu İpekçi'de. Bugün Efes'e baktığımızda hiç bir oyuncu kötü performans vermedi. Shumpert-Thornton-Kerem Gönlüm üçlüsü müthiştiler. Kerem eskiden serbest atışlarda büyük sorunlar yaşardı, yüzdeli soktu bugün, üstüne ilk yarının son hücumunda üçlüğü de yazdı haneye. Tribünlerdeki eşine de öpücüklerini yolladı. Shumpert leblebi misali boş şutları soktu. Nejat Sayman özellikle çok üzerinde durdu bunun. Kesinlikle de haklı. Shumpert'in bu kadar sayı atması ve oyunu domine etmesinin sebebi onu tutan oyuncu. Serinin en iyi oyuncusu Shumpert bugün neredeyse her pozisyonda bomboş kalarak şut kullandı. Dolayısıyla böyle savunmaya böyle cevap verilmesi gayet normaldi. Biracılarda Kerem Tunçeri son çeyrekte maçın kırılmasını sağladı. Sinan Güler Solomon'u yine yıprattı ve Fenerbahçe Ülker hücumlarının sağlıksız olmasına neden oldu. Ayriyetten kritik ribaundlar çekti son bölümlerde.

Fenerbahçe Ülker'de bugün en büyük sorun hücumdaki sabitlikti. Top guardın elinde 15 saniye civarında kalıyor, zaten Efes savunması sert, kalan 4-5 saniyede sallama bir şut veya zorlama bir şut kullanıldı. Solomon Sinan karşısında zorlandı, sürekli denedi potayı. Bu tür maçlar tek kişiyle kazanılmıyor. Green Solomon'a göre daha az hata yaptı. Geçtiğimiz maçta çok etkili oyun oynayan Semih de suskundu bugün. Ruh gibiydi. Nejat Sayman'ın da sıkça değindiği gibi, eşleşmeleri lehine çeviremedi Fenerbahçe Ülker. Bunun da nedeni bir an evvel sayı bulma telaşıydı. Bir kaç pozisyonda Mirsad ile Kerem Tunçeri eşleşti, ama Mirsad topu kendisi kullanmadı. Bunun gibi başka pozisyonlar da var elbet. İki takım arasındaki en büyük fark Efes'in hücumlarını daha akıllı, derli toplu yapmasıydı. Bootsy Thornton'u sezonun başından beri hiç bu kadar iyi görmemiştim. Yavaş yavaş onunla ilgili fikirlerim de değişmeye başladı. Maçın her bölümünde çok iyi işler çıkardı. Şahenk'te oynanan maçlarda Ataman'ın tercihleri tutmamıştı, İpekçi'de de Tanjevic'in tercihleri tutmuyor. Tutmamasından ziyade, Tanjevic hamlelerinde yine geç kaldı bana göre. En basit örneği Preldzic. Mutlaka oyunda olması gerekirdi son 10 dakikada. Ama son kararı Tanjevic veriyor tabii, biz burada ne desek boş. Son olarak Efes maçı kazanmayı garantilemişken, Ömer Aşık'ın antremandaymışçasına smaçlar vurması ilginç bir görüntüydü. :)

Şıra yine Ayhan Şahenk'e geldi. Bakalım Efes Pilsen saha avantajını bu kez kullanabilecek mi? 14 Haziran'da mümkünse Şahenk'teki yerlerinizi alın. Benim gibi İstanbul dışındaysanız da televizyon başında yerlerinizi alın. Adres yine Skytürk'te, unutmayın.

Basketbol Kokan Espri :)


Hala okuyoruz bitmedi şu okul bir türlü. Üstelik bir de sınıfın başıyım.

 Tarih 5 Mayıs Salı. Son ders ve Felsefe, abuk subuk konular. Herkes yorgun, bitkin. Hoca sınıfa girer, ders defterini açar ve sorar kimler yok diye..

Ben cevap veririm: "Ceymıs Tamız" hocam.
Hoca: - Hı?

(Erdemirspor'un pivot oyuncusu James Thomas'tan bahsediyorum halbuki. Ama sınıf tam, Ceymıs Tamız hocam. Olay bu yani.)

10 Haziran 2009 Çarşamba

Efes Fener'i Uyuttu: 2-1


Dün denizde olduğumdan maç yazısı hayli geçe kaldı. Abdi İpekçi'de Fenerbahçe Ülker'in kazanacağı konusunda çoğu otorite hemfikirdi. İlk periyotta Fenerbahçe Ülker girmeyen topları ribaundlar ile sayı yaptı, Efes uzunları seyretti. Ama Fenerbahçe Ülker de top kaybı yaptığı için bu ribaundlar sarı-lacivertli takım için pek de olumlu olmadı. Devin Smith'in havada yaptığı smaç harikaydı. Günün eksi adamı Ömer Onan'ın girmeyen üçlüğünü iyi takip eden Smith, Kerem Gönlüm'ün bakışları arasında salladı potayı ve Fenerbahçe Ülker'i de havaya soktu. Efes Pilsen, sete set oyunlarda Fenerbahçe Ülker karşısında sayı bulmakta zorlandı. Charles Smith'in yine kayıp olması, Ataman'ı diğer arayışlara itti. İkinci yarıda Fenerbahçe Ülker farkı 10 sayının üzerinde tuttu (hatta bir ara 16 falan oldu). Ancak bu sarı-lacivertlilerde bir rahatlık yaşanmasına neden oldu. Hal böyleyken, Thonrton'un arka arkaya gelen sayıları ve Shumpert'in de iyi oyununu sürdürmesinden sonra, fark eridi. Sezonun başından beri benchteki havluların desenlerini ezberleyen Sinan Güler aklına geldi birden Ataman'ın. Solomon'un etkinliğini azaltması için. Öyle de oldu ki Solomon, kaybetmeyeceği topları kaybetti, kendini boşuna yordu. Green-Solomon ikilisi son periyotta Efes'e hediye ettiler maçı. Maçın bitimine 26 saniye kala Sinan'ın Solomon'a baskısı sonuç verdi ve Efes 2 sayı öne fırladı. Tanjevic'in molası sonrası 3 saniye içinde yine bir şans basketiyle Fenerbahçe Ülker seyircilere fazladan 5 dakika daha izlettirdi. Uzatmalarda Efes daha derli topluydu. Sazı iyice eline alan Thornton-Shumpert ikilisini durduramadı ev sahibi takım. Solomon'un zorlama atışları, Nejat Abi'nin "Hala değişmemiş bu adam" demesi falan herşeyi anlatıyor aslında. Son anlarda da Fenerbahçe Ülker taktik faul yapmaya mecbur kaldı ama, Efesli oyuncuların artık maça inanması, müthiş konsantre olmaları nedeniyledir ki Ender dışında kimse kaçırmadı atışları. Maç Solomon- Green ikilisinin ikramları ile Efes Pilsen'in oldu ki finale renk de geldi böylece. 2-1 oldu şimdi durum. 

 Maçın iyi oyuncuları arasında Kasun-Shumpert-Thornton üçlüsünü gösterebiliriz Efes'te. Shumpert ve Thornton'dan bahsettik zaten, Kasun'a gelelim. Kasun bu seneki en iyi performansını ortaya koydu. İlk çeyrekte ve son çeyrekte 2 kişi arasından güzel smaçlar vurdu. Hatta Rasim'i de sinir etmişti son çeyrek. Semih'e karşı da iyi direndi diyebiliriz. Fenerbahçe Ülker'de ise Semih Erden şüphesiz takımının en iyisiydi. Savunma sahasında bloklarıyla geçit vermedi, ribaundları topladı, smaç vurdu.. En önemlisi taraftarları ateşledi. En büyük sorunlarından biri olan serbest atışlarda bile 4'de 4 ile oynadı bugün. Ve son hücumda Solomon'un berbat atışını havada tamamlayarak Fenerbahçe Ülker'e yine bir umut aşıladı. Sarı lacivertlilerde Mirsad da coştu desek yeridir herhalde. Şutör guardların bile erişemediği üçlük yüzdesi ( 5/6 isabet) %83'lük bir yüzde yakalamış. Adam hala şarap gibi mübarek. Ne de olsa Yugoslav ekolünden. 

 Son olarak da coachlar hakkında konuşup kapatalım postumuzu. Öncelikle Tanjevic'i tebrik etmek istiyorum. Neden diye soracak olursanız, maçtan sonra " Son periyot istediklerimizi yapamadık, tabii bunda en büyük hata benim. Takımıma hakim olamadım." demiş. Helal olsun. Nice coach vardır, hataları, yanlışları hep başkasına atar. Büyük coach olmak için bu özellik de olmalı sanırım. Ergin Ataman da sevinçlidir ki, "Sinan maçı getiren adam oldu. Son periyotta hiçbirşey kaybetmeyeceğimizi anladık ve takım olarak pres yaptık." demiş. 

Seride önümüzdeki maç 10 Haziran (yarın) aynı saatte Abdi İpekçi'de. Çekişme ve heyecan bizleri bekliyor.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Deniz-Tatil


Yarın koskoca bir senenin yorgunluğunu atacağım ve kendi adıma deniz sezonunu açacağım.Bayan Basketbol maçı kaçacak ama ne yapalım artık. Malum hala okuyoruz, bu ay stajı da 2 ay yapacağımıza göre, bu deniz işi, şart oldu, farz oldu :)

Litvanya'yı Devirdik 69-66


Bayanlar Avrupa Şampiyonası'nda dün son şampiyon Rusya'ya yenilen A Milli Bayan Basketbol Takımımız, bugün çekişmeli geçen maçta Litvanya'yı yenmeyi başardı. Maça çok iyi başladık ve hücumda ve savunmada etkiliydik. İlk çeyreği 25-13 önde geçtik. 2. çeyrekte rakip, uzun oyuncularımızı üçlük çizgisinin oralara kadar çekince pota altı üstünlüğümüz kayboldu, sürekli dışardan denemeye başladık. Bugün potamıza 30 sayı bırakan Edge'nin de devreye girmesiyle birlikte Litvanya sazı eline aldı, rahat rahat skor üretmeye başladı, faul problemine girdik. Dolayısıyla 27-11'lik bir seriyle devreyi 40-36 önde bitirdi Litvanya. 3. çeyrekte şutör oyuncularımız çok yüzdeli oynadılar. 3. çeyrekten sonra hep kafa kafaya gitti zaten maç. Litvanya'da Edge'yi durdurabilseydik maçı rahat alırdık. Tuğba-Şaziye-Nilay gibi oyuncularımızın gayretleri ile bu çeyrekte farkı 1'e indirdik ve 51-50 kapattık çeyreği. Maçın sonucunu belirleyecek 10 dakikada Nevin'in müthiş performansı ile maçı kazanmayı bildik. Son dakikalarda zaman zaman geriye düşsek de, pota altına indirdiğimiz toplarda Nevin ya sayı buldu, ya da faul yaptırdı. Son 1 dakika içinde Nevin'in 2 çok kritik bloğu vardı ki, görmeliydiniz. Maçın skoreri Edge'ye bitime 4 saniye kala üçlük atış esnasındaki vurduğu blokla günü galibiyetle kapattık. Yarın şampiyonanın 3. maçında zayıf Sırbistan ile oynayacağız. Yine saat 13:30'da ve NTVSPOR'da. Büyük ihtimalle o saatlerde evde olamayacağım için maç yazısı veya haberi oldukça geçe kalacak. Bayan Milliler'in Sırbistan karşısında rahat kazanacağını düşünüyorum, umarım öyle de olur.

7 Haziran 2009 Pazar

Periler Kötü Başladı


Maçı izleyemedim. 71-64 kaybetmişiz. Bugün ümitliydim aslında. Ama olmamış. Şimdi baktım verilere. Rusya daha ilk çeyrekte açmış farkı, bizimkiler bir türlü yakalayamamış. Işıl Alben'in yokluğu takımı olumsuz yönde etkilemiş gibi görünüyor. Takımımızda Nevin ve Gülşah'tan başka çift haneli rakamlara ulaşan olmamış. Kısacası bugün pek iyi oynamamışız. Maçın istatistiklerini görmek için tıklayınız.

Yarın saat 13:30'da ikinci rakibimizle kapışacağız. Rakip günü Sırbistan galibiyetiyle kapatan Litvanya. Maçı da NTVSPOR canlı olarak verecek. Bu maçı kaçırmamak lazım. 

Zor İhtimaller


Şurada gördüm yazıyı.. Pınar Karşıyaka'da coach arayışları ne durumdadır bilmiyorum ama, transfer gündemi de başladı ufaktan. Her sitede rastlıyoruz neredeyse bu aralar tranfer haberlerine. Söz konusu kişi Yücel Platin. Bu sene Oyak Renault ile büyük takımlara kafa tutan, playoffun kapısından dönen bir coach. Genç ve dinamik, enerjisini takımına her zaman yansıtabilen, müthiş bir insan. Yazının başında verdiğim linkte, Ayhan Kalyoncu ile Oyak Renault'un görüştüklerinden bahsedilmiş. Oysa daha geçen günlerde şurada, Oyak Renault menajeri Sabri Can Yücel Hoca'nın kendileriyle 1 yıl daha anlaşmaları olduğunu belirtmişti. Zaten Yücel Hoca ile Oyak Renault yönetiminin iyi anlaştıklarını biliyoruz. Yücel Hoca'nın Oyak'ta kalacağını çok sağlam bir kaynaktan duydum. Bursa ekibinin Yücel Hoca görevdeyken başka bir coach ile konuşma ihtimalinin de zayıf olduğunu düşünüyorum. Evren Büker'in büyük olasılıkla takımdan ayrılacak olmasından sonra, Yücel Abi de giderse, Renault ne olur, ne yapar seneye..

6 Haziran 2009 Cumartesi

Son Sözü Damir Söyledi: 2-0


Çok yakıştı bu maçın sonucunu Damir'in belirlemesi. Oradaki en azimli, en istekli oyuncu Damir'di, bir şekilde hakkı ödenmiş oldu. Nejat Sayman'ın da söylediği gibi ilk maçın kopyası gibi oldu maç. Efes bir adım önde gibi götürdü, Fener geriden geldi ve son 2 saniyede Damir Mrsic'in şutu ile bitirdiler kafada seriyi bence. Ergin Ataman'ın yanlışları da Fenerbahçe Ülker'e yardım etti tabi. Sinan Güler, Solomon'u 10 numara savunup adeta kene gibi yapışmışken Smith ile yer değiştirmesi bunun en belirgin örneğiydi bugün. 4 ve 5 numaradaki oyuncu rotasyonlarını da verimli kullanamadı ayrıca. Efes'te oyuna ısınan oyuncu hooop benche alındı. İstatistiklere baktığımızda Kerem Gönlüm 15 dakika civarlarında süre almış. Halbuki hem atletik yönü ile, hem ribaund yönü ile en az 25-30 dakika sahada kalması gerekirdi Kerem'in. Bilmiyorum, belki de insan elinde bu kadar geniş ve kaliteli kadro olunca ne yapacağını şaşırıyor... Efes'te bugün Kerem maçın en iyisiydi. 5 faul almasaydı, son bölümlerdeki aksilikler de yaşanmayacaktı belki de. En iyi yaptığı iş olan pasörlüğünün yanı sıra 7 de sayı attı Kerem kritik anlarda. Aynı sayıda da sayı pası var. Tebrik etmemek elde değil hakikaten. İlk maçta beğenmediğim Shumpert bugün hem yüzdeli oynadı hem de akıllı oynadı. Genelde dıştan şut denerdi ancak bugün penetrelerle Fenerbahçe Ülker boyalı alanını zorladı, hırpaladı. Keza Thornton da fena değildi bugün. Vee bu kez haklı olduğum bir konu var :) Ender Arslan. Bu adamın kesin torpillisi var abi. Ben 1 dakika tutmam bunu yahu. 

  Biraz da Fenerbahçe Ülker'i konuşalım. Aslında yine hücumda çok iyi değildi sarı lacivertliler. Lakin 2. yarıda savunmayı iyi yaptılar ve Emir Preldzic'in etkili performansıyla önce Efes'i yakaladılar, sonra da Efes'in hata yapmasını beklediler nitekim öyle de oldu. Bugün Semih Erden gözüme oldukça iyi gözüktü, şu serbest atışları da becerse çok daha iyi olacak. Tanjevic'in maça yine Gasper ile başlaması da tuttu. İlk maçın yıldızı Ömer Onan maça kötü başladı, benchte biraz dinlendikten sonra girer girmez 2 üçlük salladı ve kendine geldi. Zaten Ömer kötü de oynasa en azından takımı ateşleten bir isim. Green ile Semih arasındaki ikili oyunlar etkili oldu. İyi anlaşıyorlar hakikaten. Ergin Ataman çözmüştür herhalde bu oyunu artık :) Willie Solomon 14 sayı 6 asist ile vasatı aştı, içeri drive edip dışarı verdiği paslarla bol bol besledi arkadaşlarını. Ama son periyotta sanırsam, attığı üçlüğün çembere dahi değmemesi yakışmadı ona. Bazı gereksiz zorlamaları da oldu ama, Willie bu yapar o :) Tanjevic her maçta yeni birşey gösteriyor, öğretiyor demiştik geçen yazıda. Bugün de Solomon-Green-Mrsic üçlüsünü aynı anda deneyerek başta beni Nejat Abi'yi ve seyircilerin bir çoğunu şaşırttı. Eskiden sevmezdim bu hocayı, ama yavaş yavaş kanım ısınıyor mu ne? Evet tatlıyı sona sakladık. En özel adama. Yazıyı onunla açtık, onunla bitirelim. 1970 doğumlu bir basketbolcu düşünün. Mrsic olduğunu atın kafanızdan. Sıradan, sayı atmayan, sadece takım oyuncusu düşünün. 39 (40'ına da az kaldı) yaşında o sahada Efes'e karşı kora kor mücadele etmek bile onun özel bir oyuncu olduğunu göstermez mi? Ki 2 kez sayı krallığı 1 kez de asist krallığı var ülkemizde Damir'in. Fenerbahçe Ülker'in durumu 2-0 getiren sayıları son 2 saniyede Damir'in atması keyfime keyif kattı, uyuyamam artık bu gece. 

  Artık bir kaç gün dinlence var. Salı günü finalin 3. maçı Abdi İpekçi'ye taşınıyor. Eğer Efes bu maçı da alamazsa tamamdır bu iş. Zaten şuan bile Efes'te ufak bir güven kırılışı vardır. Fenerbahçe Ülker yolun %50'sini geçti, ileride kazı çalışmaları olur mu, bakacağız.

Damir Mrsic'in son saniye üçlüğünü izlemek için tıklayın.

Mal Olduğu Belliymiş!


Paylaşmadan edemedim... Basketbol blogu olsak da... Huzurlarınızda meymenetsiz herif: Luis Aragones!  

Neyse ki s.tir olup gitti de kan kanseri olmaktan kurtuldum...

5 Haziran 2009 Cuma

Damir Olayı Çoktan Bitirmiş


Gördüğünüz üzere Damir kupadan emin. Site girişine de yukarıdaki fotoğrafı koymuş (Sığsın diye küçülttüm, tam boyutu için resme tıklayınız.) Kaldı 3 maç... Yarın filmin ikinci perdesi sahne alacak Ayhan Şahenk'te yine saat 20:00'da... Skytürk ve Spormax ortak yayınıyla. Şimdiden sabırsızlanıyorum açıkçası

Final Süper Başladı


Maçın bu kadar az skorsuz geçeceğini düşünmeyenlerdenim. Ama abartılı savunmalar, Ayhan Şahenk potaları, kötü performanslar, hepsi birbirini tetikledi. Fenerbahçe Ülker'de 39 yaşına merdiven dayamış Damir Mrsic'in ligimizin en iyi atıcılarından Charles Smith'e yaptığı savunmadan bahsetmek istiyorum baştan. O nedir yahu? Mrsic zaten Aydın Örs döneminde savunma yapmaya başlamıştı, ama izlediğim en iyi Damir Mrsic savunmasıydı. Bu yaşta bu savunma, bu istek hakikaten ayakta alkışlanılacak cinsten. 

 Maça gelelim. Öncelikle Efes Pilsen, Fenerbahçe Ülker'in son 2 senede yaptığı galibiyet serisini bozamadı ve bu onlar için önümüzdeki maçlar için bir dezavantaj olacak. Zaten hakettiler mi, haketmediler. Fenerbahçe Ülker'deki kazanma hırsının yarısı Efes'te olsaydı zaten maç giderdi Efes'e. Baktığımızda kadroların eşit düzeyde olduğu söyleniyor. Acaba dalga mı geçiliyor bizimle? Efes'in pota altı Fenerbahçe'den daha güçlü iken, Solomon'un hayaleti sahada gezinirken, Green'in boy dezavantajı varken, Efes Pilsen kendi adına oluşan bu olumlu olayları neden lehine çeviremez? Nedeni sadece ve sadece Ataman'dır. Sözüm ona; hakemlere taş atmış yine maçtan sonra. O konuya da değineceğiz. Efes'teki en büyük sorun dediğimiz gibi ruhsuzluktu ama bir şekilde Charles Smith kullanılmalıydı. Benim elimde o kadro olacak, Smith olacak, ne yapar ne eder o adamı devreye sokarım. Aklıma Nejat Abi geldi. Kendisini severim aslında da, dün Thornton'u öve öve bitiremedi. Sayman'ın dediği gibi abartmaya gerek yok Thornton'u. İyi savunmacıymış falan filan. Dün Damir Mrsic bile savunma yaptı be. Kerem Tunçeri beni hayal kırıklığına uğrattı dün. 3 sayı 3 asistle bitirmiş maçı. Ender Arslan beni susturmayı başarıyor her seferinde.. Kaşla göz arasında 11 sayı attı ve iyi de oynadı kanımca. Biraz daha Ergin Ataman'ı sıkıştıralım biz. Michalis Kakiouzis, Fenerbahçe Ülker için savunulması en zor adamdı bence 4 numarada. Ama gel gör ki By Ataman onu sadece 5 küsür dakika sahada tutmuş, kankisi Shumpert'e bel bağlamış. Willie Solomon gibi bir başka isim olan Kaya Peker (ki hiç bir şey yapmadı) 14 dakika süre alırken bu yapılan hamleler hakikaten düşündürücü. Mario Kasun gibi adamın finalde benche otursun diye mi alındı acaba? Efes iyi transferler yaptı ama, bunları oynatacak coach bulamadı hala. Yemin olsun şu Oyak Renault coachu Yücel Platin olsa show yapardı bu takımla show! Tanjevic'in kalitesini de anlamış olduk böylece. Nejat Sayman'ın da belirttiği gibi Tanjevic'in ilk 5'te Gasper Vidmar'a yer vermesi, onu cesaretlendirmiş olacak ki, 5 sayı yaptı ilk çeyrekte Gasper. Ki öyle kıytırık sayılar da değildi hani, sırtı dönük oyunlarla buldu sayılarını. Sonra neden oyuna alınmadığı sorunsalı da vardı tabi beynimde ama, sakat olduğu söylenmişti. Kısacası Tanjevic maçın başında 5 sayı buldu Vidmar'dan, sonra da benchte oturttu. Green- Mrsic ikilisiyle başlaması da güzel bir seçenek bence. Damir'in eli sıcak olması final maçlarında her zaman iyidir, bu hamle Willie Solomon'a da bir gözdağı olabilir ama pek sanmıyorum. Yine de Tanjevic bu takımın patronu olduğunu, hiç bir oyuncuya (yıldız bile olsa) kıyak geçmediğini, geçmeyeceğini gösterdi. Yaşlı kurt Mirsad'ı oyunun en kritik noktalarında oyuna dahil etti. Semih Erden ve Oğuz Savaş'ın da etkisiz kalması, Mirsad'ı daha çok oyunda tuttu tabii. Fenerbahçe'de 2 yıldan beri değişen tek şey takım olmaları.. 2 yıl öncesine kadar, hatta 2 hafta öncesine kadar ben "İyi ki Solomon geldi, yoksa şampiyonluk rüyaydı." diyordum, ama dün Solomonsuz da bu işin başarılabileceğini gördüm. Her basketbol maçında yeni bir şeyler öğretiyor aslında Tanjevic bize... Fenerbahçe yarı genç yarı yaşlı, hoş bir takım oldu hakikaten. İşte Efes ile Fenerbahçe Ülker'in arasındaki bariz fark da bu. Daha çok maç var, ama Efes Pilsen'in ve Ergin Ataman'ın düşünmesi gereken bazı önemli noktalar var. "Rakip takımın daha çok isteyip kazandığı gerçeği gibi.."

  

4 Haziran 2009 Perşembe

Hangisi?

Willie Solomon



Charles Smith

Cevap için: 20:00 Skytürk